Anladım ki, söylenmesi gerekeni hep o söyledi. Ben sadece düşündüm. Zihnimde tartıştım insanlarla. Ne yaşadıysam kabuğumun altında yaşadım. Uykusuz gecelerde kavga provaları yaptım; işten çıkaran patronla, yağmurlu havada ıslatıp geçen taksiciyle, tiyatroda gelip yerime oturan çiğ suratlı kadınla, posta kutumu karıştıran apartman yöneticisiyle zihnimde savaştım. Karşılarına dikilip edeceğim lafları düşündüm. "O bunu derse böyle derim, şunu derse şöyle yapıştırırım cevabı," diye hesap yaptım. Şehrin kokuşmuşluğuyla, insanların kabalığıyla, yolların pisliğiyle, binaların bakımsızlığıyla, köpeklerin havlamasıyla, kedilerin çöp karıştırmasıyla, kadınların sinsiliğiyle, erkeklerin salyalı yalanlarıyla didiştim durdum aklımın karanlık koridorlarında. Sonra sustum. Ses olmadı düşündüklerim. Nefretimi kusamadım dünyaya. O güvenlikli kabuğumun altından çıkaramadım başımı.
kendime sürekli bir başkası olmam gerekti. oldum. yalnızlığı düşünmemek için bir nefes bazen. bazen gitmemek için bir neden oldum. teselli cümleleri bilmediğimden sustum. sımsıkı tuttum ellerimi. sadece bizi çok seviyorum dedim. zaman beni kötü biri yaptı. acı içinde çektiğim nefesleri acı içinde verdim.
"Biz her şeye,
esirgeyen ve bağışlayan,
çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan,
hep esirgeyen ve hep bağışlayan
rabbin adıyla başlayan adamlarız anna.
büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
sanayi devriminde bile,
karanlık, rutubetli, çok bağırışlı,
çok
Deli değilim, şizofren hiç değilim. Sadece İspanya kralıyım…/ gülüp geçmeyin ya. İnsanoğlu anlamıyor , işte ne bileyim empati kuramıyor. Bu kitap da bunun için var galiba. Deliydi belki ama onun da hayalleri vardı oysa , oysa… tamam sustum sustum…
Biz her şeye,
esirgeyen ve bağışlayan,
çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan,
hep esirgeyen ve hep bağışlayan rabbin adıyla başlayan adamlarız anna.
büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz,
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim.
Külotunu çıkar.
Demek ki duymuş.
Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem?
Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme.
Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim
Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul.
Eteğimi kaldınp külotu
Öyle güzel unutmuştun ki beni,
Hatırlatmaya kıyamadım sonra.
Çekildim köşeme,
Yığıldım kaldım.
Öylece pustum,
Sadece sustum.
Nefesim düğümlendi boğazıma,
Sen yokken soluksuzdum.
Tuz basıp yaralarıma ne kadar susulacaksa o kadar sustumBir çığlık kanıyor en derininde yüreğiminAçmadım kimselere yüreğimiHançeri sadece kendime sapladım ve sustum.
Tamam sustum,
Yok sen istedin diye değil.
Sadece yoruldum,
Sana değil,
Seni anlamayana,
Seni hor görenlere,
Senden gelip geçen vakitlere,
Ve kendime seni geç fark ettim diye.