Dünyada artık bir Otranto dükü yoktur, sadece asık suratıyla, sıkıcı Linz sokaklarında gezintiye çıkan yaşlı, yorgun, kızgın, yalnız ve yabancı bir adam vardır. Arada sırada bir imalatçı, bir tüccar bu hasta halli ve ezik adamın karşısında kibarca şapkasını çıkarır; onlar dışında dünyada kimse onu ne tanır ne de hatırlar.