Beyni kovaya koyup geri kalan parçaları şatonun yanındaki ırmağa ya da topuğumla ezip bir parka atıyordum. Seyrek de olsa, cesetten kurtulmak için acelem olduğunda, kafatasını bir bütün olarak ırmak sularına attığım da olmuştur.
Gövdeden artan parçaları yatağın altına ya da gömme dolabımdaki gizli bölüme saklıyordum. Bu parçalardan kurtulmak için binanın tuvaletlerine ya da ırmağa beş altı kez gidip gelmem gerekiyordu.