sıradan toplumlar ve sıradan insanlar sürekli sıradan rolleri dolduruyoruz ve bu roller güzel değiller. sıradanlar.
tango kursuna gitmek gibi. anlamsız. nafile. dans etmek için kursa gitmen gerekiyorsa yaptığın şey dans değildir zaten. ay sonunu düşünen memur olmak mesela. ondan çok var. onlar yeterince düşünüyorlar ay sonunu. bir şey değişiyor olsaydı görürdük. onlardan olmamak gerek. başka şeyler düşünmek gerek. ay sonu metafor çünkü. yeterince fazla ay sonu beklediğinde öleceksin. bir kuyruk var, arkalardasın, kuyruk hızla ilerliyor. sıra sana geliyor. ve sonunda ölüyorsun. bu kadar işte hayat. ve sen sürekli neden ilerlemiyor diye şikayet ediyorsun veya biraz olayı çözmüşsen ilerlemesinden endişeleniyorsun. iki durumda da yaptığın şey aynı. boş iş.
bir şeyler beklerken geçirdiğin zaman hayat işte. bekleme boşuna. hayat bir andır o da bu andır. ve buradadır. bir yerlerde olmayı bekleme, ruh eşini bekleme, senin içindeki cevheri görecekleri günü bekleme. sıradan insan tam da bunları yapardı. bunlardan olma. bunlar iyi olsaydı hepimiz bunlardan kaçıyor olmazdık. bunlar iyi değil, kötü. işte bu sıradanlığın kötülüğüdür ve kötülüğün sıradanlığı onun sadece ufacık bir parçasıdır.
Kitap çok iyiydi, adı üstünde düşünceyi ele alan ve insanların nasıl düşüneceğine dair çeşitli sorular sorup temelde soruların nasıl sorulacağını ve cevaplarını çok kısa bir şekilde veriyor. Bence okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar dilerim