bütün mesele “aşk ile ânı seyretmek.” hız ve haz çağında zor gibi gözükebilir fakat bu kitapta yılgınlık ve yeise yer yok.
bugünü yeniden inşa etme derdi olan insanlara umut ve etkin bir iyimserlik vadediyor.
insan anlamdan boşaltılmış bir kainatı ancak bu şekilde yeniden ışıklandırabilir, “O her an yeni bir iş ve oluştadır.” Rahman 29
kesinlikle okumalısınız.
Kalbe iyi gelen bir kitap. Yazarın da dediği gibi “Her insandan bir şeyler öğreniyorsunuz, her insanda bir emanet var. O farkında olmadan o emaneti size tevdi ediyor.” Ben de emanetimi aldım. Selametle...
Sanat ne güzelsin!!!
“Ruhumuz,aklî dünyanın dar ve sıkıştırılmış sınırları içerisinde hapsedilemez;kendine sığınacak bir liman arar.İşte sanat,fark etsek de etmesek de o limanlardan biridir.”
Kitapta bireyin sanatla tanışması,birey ve değer,sanatkâr,sanat eseri,toplum ve sanat,sanat ve Batı estetik’i,sanat faaliyeti olarak 7 bölümde sanata dair düşünce ve deneyimlerini paylaşan yazar,İslam medeniyet tasavvurunun sanatı ile modernist Batı’nın sanatını karşılaştırarak anlatmaktadır.
İnsanın iç dünyasında bilgi ve duygu birbirinden ayrılmaz her an içiçe girift bir yapı izleyerek etkinliğini sürdürür.
İslam medeniyet tasavvuruna göre ise sanatın klavuzu doğadır.Ve sanat,doğaya bir öykünme sanatıdır aslında.Doğa ise daimi olarak Rabbi anlatır;rüzgar onun nefesidir,yağmur rahmeti...Güneş yaratılıştır
her sabah ve heran yeniden... Uçsuz bucaksız gökyüzü Rahmanın sonsuzluğunu anlatır...Toprak ise hamurudur insanoğlunun ,toprakanadır, topraktan geldik toprağa gideceğizin yoludur...Varlıktan yok oluşa doğru bir yolculuktur.
Necip Fazıl bu yolculuğu şöyle anlatır;
“Anladım işi,sanat Allah’ı aramakmış,
Marifet bu,gerisi yalnız çelik çomakmış.”
Vesselam...
Sevgi ve Muhabbetle..
Kemal Sayar ve Saadettin Ökten ile ilk tanışmam Dünyaya Geldim Gitmeye adlı eserle oldu. Başından sonuna kadar aynı heyecanla okuyarak, altını çizerek beni etkileyen cümlelere kapılarak soluksuz bir şekilde kitabı bitirmek nasip oldu. Çağımız sorunları öyle ince bir üslupla ele alınmış ki okurken kendimi ikili arasında geçen sohbetin tam ortasında buldum. Modernleşme, insanın dünyaya gelişi ve gidişinin yönü, küresel ve evrensel konulara tasavvuf pencerresinden dengeyi bozmadan bakabilmenin tarifini yansıtan bu eseri bizlere sundukları için her iki kıymetli hocamıza da teşekkürleri borç bilirim. Hem ilmi hem bilimin denge ile lezzet veren bu eseri herkesin tatmasını tavsiye ederek naçizane değerlendirmemi şuracığa bırakıyorum..
Keyifli Okumalar
Selamunaleyküm
Bu kitabı her yerde gördüm duydum yazılanların ne kadar haklı olduğunu alıp okuyunca anladım kitap için defter tuttum ezberlemek istediklerimi yazdım çünkü o kadar kıymetli sözler barındırıyordu ki Saaddetin hocanın nokta atışı tespitleri ayrı bir kıymetliydi benim için rafa kaldırmak istemediklerimden kendisi iki kişi konuşuyorlar ama sende orda üçüncü kişisin gibi adeta bende bambaşka ufuklar açan bir kitap oldu. İkinci kitaplarını da aldım Aralık da inşAllah onu okuyacağım
“Ruhun edebiyetle temas ettiği an deyince yine Fethi Abi’yi hatırladım. Bize derdi ki, ‘Bakın, bazen bir hüzün hali gelir üzerinize. Mahzun olmanız için hiçbir sebep yok.Bilin ki o anda siz Allah’a yakınsınız. Çünkü siz o büyük realiteden ayrıldınız. Bu dünya zaten hüzün dünyasıdır, siz onu unutuyorsunuz. Hüzün geldiği anda o vaktin kıymetini bilin, Allah size kendisini hatırlatıyor.’”
