Türkiye’deki Müslümanların yaptıkları bir yanlış var. Kendi inançlarını herkese teşmil ediyorlar o ortam içerisinde.
Sayfa 67Kitabı okuyor
Akide ile ilgili bir önerme; inananlar için iman, inanmayanlar için ise bilgi meselesidir.
Sayfa 67Kitabı okuyor
Bir de tüm medeniyet tasavvurları, insanı şehir çağırır. Şehir, medeniyetin olmazsa olmazıdır...
Sayfa 116Kitabı okuyor
Yaşamadan Okumak..
Papağan gibi okuyup insanlara sunmanın da şarlatanlık olduğu kanaatindeyim.
Sayfa 63Kitabı okuyor
Demek ki aklın sınırını tanımlarken karar bize ait değil.
Sayfa 63Kitabı okuyor
Şunu çok net ifade edeyim: Yaşamadığınız bir şeyi yazarsanız o 'bilgi' oluyor. Bu tasavvufta çok tehlikeli bir şey.
Sayfa 62Kitabı okuyor
Tasavvuf ''hâl ilmidir'', hatta ''hâl pratiğidir'', yani hâl'le hâllenmektir.
Sayfa 61Kitabı okuyor
Şimdi insanlar kitap okuyamıyorlar.
Neden?
Beyin sanki denizanası gibi olmuş, bütün kıvrımları adeta kaybolmuş, düz bir satıh haline gelmiş.
Sayfa 58Kitabı okuyor
İnsan; farkları fark eden bir varlık, mutlak bilgisi yok. Dolayısıyla kendi medeniyetinin insanını fark etmek için bir başka medeniyetin insanını tanıması lazım.
Sayfa 59Kitabı okuyor
Cemaat koptu.
Niye koptu?
Çünkü cemaat yaşadığınız zaman direncininiz vardır.
Sayfa 56Kitabı okuyor
Apartman bireyselleşen bir toplumun ürettigi bir konu tarzıdır.
Toplum önce bireyselleşmiştir, sonra apartman üretmiştir .
Sayfa 56Kitabı okuyor
Her obje arkasındaki değer hükmüyle, yani medeniyet tasavvuru ile beraber gelir. Çünkü bir toplum ürettigi eşyayı gelişigüzel, kendiliğinden üretmemiştir.
Sayfa 55Kitabı okuyor
Kilisenin temsil ettiği Katolik ahlâkı çökmüş, yerine bireyin nefsânî hırslarının temsil edildiği kapitalist ahlâk yerleşmişti.
Sayfa 55Kitabı okuyor
Maddenin ve maddi endişelerin hayatın omurgasını teşkil ettiği bir toplumda, ahlâk da bu omurgaya ve bu endişelere göre biçimlenir.
Sayfa 54Kitabı okuyor