Kemal Sayar kitaplarındaki kendinizi yazara yakın hissettiren üsluba alışkın okurlar için yeni şeyler söylemeyeceğim. Bu eserler hakkında benim en çok dikkatimi çeken nokta; Psikiyatri, tasavvuf, modern dünyanın sorunları ve medeniyetimizin bu sorunlara ilişkin cevaplarıyla ilgili çok derin konuları sıradan insanların anlayabileceği bir üslup ve
Zaman elimde bir aparattır, imkândır, nimettir. Vaktin babası olmak iddiasındayım, çocuğu değil. O vakti inancıma, muhabbetime göre değerlendirmek ve şekillendirmek... Önce kendi rolümü doğru oynamak..
Sadettin Ökten:... yalnızlık, sadece bu çağa mahsus değil. Biraz derine inince insanın ne evladı, ne yari, ne eşi, ne dostu o yalnızlığı giderebiliyor, bunu anlıyorsunuz. İnsanın o muhteşem yalnızlığının içinde tek bir dostu var: O da Hâlik-ı Hakiki.
İki değerli insan Kemal SAYAR ve Saadettin ÖKTEN hocaların sohbetlerinin yazıya döküldüğü kitap. İslam medeniyeti, insanın gönül dünyası, toplumsal hayat vb. konular üzerine hocalarımızın İslam dinini merkeze alarak yaptıkları değerlendirmeleri içeriyor. İstifade edilebilecek ve dolu dolu bir kitap. Sohbette kullanılan üslûp da okuru gerçekten etkiliyor.
"Bir türkü okunduğu zaman, veya birisi içten, yanık bir sesle, mesela bir akşam vakti hüzzâm bir türküyü okuduğu zaman, o bizi alır ve böyle uzun uzun Rumeli macerasının bir hududundan bir başka hududuna götürürdü eski zamanlarda."
- Sadettin Ökten
''Kalpler bir birinden uzaklaştıkça sesler yükselir, yaklaştıkça fısıltıya döner. Kavgada bağırmanın, sevgide fısıldamanın sebebi budur.''
Kapitalizm, kalplere hitap etme ilizyonuyla kendi sesinden başka bütün sesleri bastıran bir çığırtkan satıcı gibi hayatımızda var oldukça...
Diyaloglarımızın tonu, desibeli yükseldikçe...
Kendi sesimizden, kendi sözümüzden başkasına tahammül edemez hale geldikçe...
İrfani geleneğimizin ''Kalpten kalbe'' olan yollarını unutmaya hazır olmalıyız.
Türkiye kapitalizm karşısında henüz küçük bir çocuk gibi...
Küçük çocuğun yüzüne gözüne çikolatalı dondurma bulaşıyor ama çocuk hâlâ yalamaya devam ediyor