Tren garına vardığımda kar yeniden başlamıştı. Beyaz topaklar saçlarımı boyadıkça, beynimde dönüp duran kuduz kelebek de bu durumdan ilham alarak tüm tozlarını döküyordu. Elimde pastel turuncu, dikişleri patlamak üzere olan valizimde, başka, uzak bir şehirde yeniden diriltmek umuduyla taşıdığım ölüler vardı. Belki de on parçaya ayrılmış kendimi taşıyordum.