199 syf.
8/10 puan verdi
imdb.com/title/tt0180073 Kitabin yazari ile ilgili enfes bir film Quills. Kate winslet ve karayip korsanlarindan barbosa olarak tanidigimiz geoffrey rush Sade rolunde izlenmeye deger. Bu arada kitap sanirim 5 hikayeden olusuyordu ve hepsinde de farkli oldukca carpici ensest iliskiler vardi. Insanin beynine kan sicratan cinsten. Bir de bu adamin sadist, sadizm(sade-ist, sade-ism) kelimelerinin sozluklere girmesine sebep oldugu soylenir.
Aşkın Suçları
Aşkın SuçlarıMarquis de Sade · Notos · 20171,228 okunma
984 syf.
5/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Ayn RAND "The Fountainhead/Hayatın Kaynağı” adlı kitabında objektivizm adına bencilliği savunmaktadır...Kitabın kahramanı Howard Roark, kendi idealleri uğruna yaşamayı amaç edinen, egoist, soğuk ve içine kapalı, gözüpek kişiliğiyle yaşama meydan okuyan, mimarlık mesleğini de buna uygun yerine getirmeye çalışan, modern proje tarzını savunan,
Hayatın Kaynağı
Hayatın KaynağıAyn Rand · Plato Film Yayınları · 20132,719 okunma
Reklam
424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
J.C. Grange'ın her romanında ayrı bir ahenk var. Romanları için yaptığı araştırmaları zaten hepimiz biliyoruz. Koloni'de de Şili tarihi, Naziler , müzik ve bol miktarda sadizm var. Eroin bağımlısı Volokine ve emekli komiser Kasdan... Kitabımızın ana karakterleri bu iki sıradışı insan. Zaten böyle sıradışı bir konuya sahip kitaba da normal iki insan seçmesi tuhaf olurdu Grange'ın. Ermeni kilisesindeki Goetz'in öldürülmesiyle başlıyor olaylar. Fransa içinde kendi özerk bölgesi bulunan bir ülkede de son buluyor. İnsan sesinin nelere kadir olduğunu ağzınız açık okuyacaksınız. Ben kitabı çok beğendim. Umarım sizler de okur, beğenirsiniz.
Koloni
KoloniJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20096bin okunma
Doğu'yla Batı arasında ne oluyorsa, Derda'yla Stanley'nin arasında da o oldu: Tahdit ve teklif. Ceza ve ödül. Umursamazlık ve şiddet. Sadizm ve mazoşizm.
...«Vurarak şöyle anlatayım— kursuna dizerek sadece kurtulmuş olursun o adamdan,,. Vurarak, onun ruhuna hiçbir zaman erişemez, nerede olduğunu, kendini nasıl belli ettiğini asla anlayamazsın. Kendime hakim olamamış, düşmanı kaç kez, bir saati aşkın tekmelemisimdir. Görüyorsun, 'benim tek isteğim, yaşamın gerçekten ne olduğunu bilmek ,ona
cinsel kutuplaşma
Cinsel kutuplaşma, insanı özgün bir yola, karşı cinsle birleşmeyi aramaya iter, Erkek ve dişi kutuplaşması her erkeğin ve her kadının içinde vardır. Fizyolojik olarak kadın ve erkek, her ikisi de kargı cinsin hormonlarına sahiptirler, Ruhbilimsel olarak da kadın ve erkek iki cinsiyetlidir, İçlerinde alma ve nüfuz etme, nesne ve ruh unsurları
Reklam
531 syf.
7/10 puan verdi
·
53 günde okudu
Hakan Günday'ın Piç'ten sonra okuduğum kitabı. Günday'ın ilk kitabı ve lise zamanlarında başlamış yazmaya. Bazı kitapları, altını çizmeden okuduğum zaman yeterince sindiremediğimi düşünürüm. Kinyas ve Kayra da sindirilecek o kadar çok satıra sahip ki. Tespitler ve kelime oyunları ile kendini okutturabiliyor. Hakan Günday'ın kitapları, insanın kendisini basit hissedecek bir megalomanlığa, marjinalliğe ve nihilistliğe sahip oluyor. Gene de Kinyas'ı da Kayra'yı da seviyor insan. Günday'ın ilk romanı olduğundan herhalde bazı konulardaki eğretiliği hissediyor insan. Aksiyonun yer yer mantık çerçevesinden çıkması, fazla sadizm ve mazoşizm gibi. Ama en önemlisi de Piç'de olduğu gibi ana karakterlerin birbirine çok fazla benzemesi ve hatta karıştırılması. -Azıcık spoiler olabilir.- Karakterlerin sonlarının tahmin edilebilir kurgulanması, Hakan Günday'ın olay örgüsü içinde rakısıyla beraber olması, Anita ve Melis'in aslında aynı olması ve yardımcı karakterlerin de en az ana karakterler kadar ilgi çekici olması da kitaptaki diğer hoş ayrıntılar. -Azıcık spoiler olabilir.- Diğer bir yandan da bu kitaptan çıkarılacak en önemli düşünce benim için, insanın seçimleriyle var kalabilmesi/olabilmesidir. Kitap, hayatımın gençlik döneminde Kayra'nın güzelliğiyle hatırlanacak bende. "Varlığıma nedensizlikten delirdim ben."
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,7bin okunma
251 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı elime aldığımda oldukça dikkatimi çekti sonuçta aşk ve sadizm ne kadar da zor şeyler aynı cümlede bulunmak içi. "Sanki ne bekliyordum? S&M sevecen ve mülayim sözcüklerinin kısaltması değildi ki." (Mezarın Dibinde, Jeaniene Frost) Daha sonra aklıma geldi bu alıntı hatta kitabın sonuna kadar çıkmadı diyebilirim. Kitabı hep bir umutla okudum. Ne umudu sadizm abi?! kamçı, kırbaç, zevk adı altında türlü türlü işkenceler, ciltlerini kızgın demirle dağlamalar, acayip acayip piercingler (piercing denmeyecek kadar çirkindi)... Dedim ki kızım kaç be bu nasıl aşk? Tamamen eşya niteliği taşıyan birşey oldun sen. Kitap boyunca kızdım O'ya kaçsın diye feryat figan etsin bu ne iğrençlik diye. Aşk adı altında yaptıklarına cesaret mi aptallık mı denir bilemem. Keyifli okumalar...
O'nun Hikayesi - Aşk ve Sadizm
O'nun Hikayesi - Aşk ve SadizmPauline Réage · Chiviyazıları Yayınevi · 200271 okunma
‘’ Tepkilerin şiddeti ve bana saldırmak için seçilen yöntemlerin iğrençliği karşısında, inanın, nutkum tutuldu. Lâtin ırklarında, katolik töreler erkeğin kadını ezmesine bir tiran gibi davranmasına yol açmış, hattâ erkek sömürüsünün bir çeşit sadizm haline dönüşmesinde başrolü oynamıştır; bu İtalyanlarda kabalık, İspanyollarda boş bir böbürlenme kılığında belirir, Fransızlarda «köpekleşme» dediğimiz şey oluverir. Nedir bu saldırganlığın gerekçesi? Hiç kuşkusuz şudur: Fransa'da erkekler özellikle iş hayatında, yani ekonomik açıdan kadınların rekabetiyle boğuşmak zorundadırlar. Toplum ilişkilerinin sağlayamadığı bir üstünlüğü devam ettirmek amacıyla kadınları aşağılamak, her fırsatla horlamak yolunu seçerler. Yüzyıllara damgasını vurmuş bir hovardalık geleneği hâlâ yürürlüktedir ve erkeklere imajlı ya da sözlü bir malzeme yığınağını miras bırakmış, kadınları cinsel duygulan tatmin etmekten başka işlevi olmayan birer et yığını gibi horlamaları için gerekli bütün olanakları onlara hazırlamıştır.’’
Yeşilçam Sineması
Bu kitapta toplumsal iktidarın duygular alanındaki hareketini Türk sinemasında takip etmeye çalışıyorum. Bizi biz yapan, kendimiz üzerine düşünmenin ve kurduğumuz hayallerin sınırlarını çizen, bizi ev ve ulus fikrinin eşiğine bırakarak mutlu sona kavuşturan hikâyelerin gücünün, toplumsal iktidarla duygular evreni arasındaki sıkı fıkı ilişkinin
Sayfa 11 - Metis Yayınları
Reklam
88 syf.
8/10 puan verdi
"Hayat, fahişedir; bu yüzden zevk almaya bakın!" Her şeye bakış açısı farklı bir adam. Sadizm'in isim babası olduğu ifade edilse de düşüncelerinin bazılarına elinde olmadan katılabiliyor insan. Aslında yanlış değerlendirme yapılıyor bu adama. Herkesin içinde var olan fikirleri o yalnızca dile dökmeyi yeğliyor. Yaşadığı çağda eleştirilme sebebi de bu olsa gerek. Neticede insan en çok kendine yabancı oluyor, kendini tanımıyor. Farklı görüşlere açık olarak ve önyargılarınıza yenilmeden okumalısınız. Düşüncelerinizi özgürleştirin!
En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan
En Çok Kendisine Yabancıdır İnsanMarquis de Sade · Aylak Adam Yayınları · 20161,151 okunma
174 syf.
8/10 puan verdi
Sade çok beğendiğim bir yazar. Sadizm bildiğiniz üzere onun isminden türemiştir. Gerçekten de her kitabında sadist düşüncelerini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bu kitabı Yatak Odasında Felsefe,Sodom ve diğer çoğu kitaplarına göre daha masum olmuş. Ahlak kavramını kısa kısa öykülerle anlatmış. Rahiplere kafayı takmış olan Sade,bu kitabında da onları es geçmemiş. Rahiplerin rehberlik etme bahanesiyle yaşadıkları cinsel ilişkileri,masum kızlara tecavüzleri mizahi bir dille yazmış. Sade denince çoğu insanın aklına sapık ve sadist biri düşüncesi gelir ve nesini okuyorsun o sapığın diye tepkiler görürsünüz. BU yüzden normalde metroda,otobüste kitap okumayı seven biri olmama rağmen bu önyargılar yüzünden toplum içinde çıkarıp bir Sade kitabı okuyamam.Ama bir iki kitabını okusalar konunun,amacın bu olmadığını anlayacaklardır. Pornografik kitap gözüyle bakanlara bunu değil, Grinin Elli Tonu nu tavsiye ederim
İkinize de Yer Var
İkinize de Yer VarMarquis de Sade · Oğlak Yayıncılık · 2001116 okunma
Resim