Prens Sami, Atatürk ölürse Türkiye'de cumhuriyetin sona ereceğine o kadar inanmaktadır ki, aklınca İngiliz-Alman rekabetini körükleyip, "Atatürk ölünce Türkiye'de Abdülmecit tahta geçerse ülke Alman güdümüne girmiş olacak; eğer babam Prens Sami'ye yardım ederseniz ve o tahta geçerse, elbette Sultan Vahdettin gibi babam da İngiltere'nin yanında yer alacaktır. Seçimi siz yapın" diyebilmekte, üstelik bu teklifini yazılı olarak yapabilmektedir. Yani Türklerin kendi ayakları üzerinde durabilme olasılığı, ona ve onun gibi düşünenlere göre söz konusu bile değildir; Türkiye ya Almanya'ya dayanacaktır ya da İngiltere'ye.
Kurtuluş Savaşı'nda da kimi aydınlar ve hatta delegeler aynı fikri savunmuyorlar mıydı? Halide Edip ve Robert Kolej çevreleri "Amerika" derken, İstanbul basınının Saray beslemesi büyük bir çoğunluğu "İngiltere" çığırtkanlığı yapmıyor muydu?
Şöyle bir soru sorulsa... "Birinci sıradaki üyesi Sultan Vahdettin, ikinci sıradaki üyesi ise Sadrazam Damat Ferit Paşa olan bir derneğin adı, sizce ne olabilir?"
Böyle bir soruya sakın, "Ya istiklal Ya Ölüm Derneği" deyip, başkasıyla karıştırmayın. Bu derneğin adı "İngiliz Sevenler Derneği"dir ve kurucusu da, Saray'ın "hık deyicisi", gazeteci Sait Molla'dır. Satılık, yandaş basın (tıpkı bugün de olduğu gibi) o zaman da iş başındadır ve bu tür olaylar, bu topraklar için "bildik bir yerlerden tanıdık" olaylardır. Asıl acı olan budur.