Sadrazam Mütercim Rüştü Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa ve Mithat Paşa'nın öncülüğünde gerçekleştirilen bir saray darbesi ile Abdülaziz tahttan indirilerek, öteden beri tahta geçmek için meşrutiyetçilerle işbirliği halinde olan V. Murad padişah yapıldı(30 Mayıs 1876). II. Mahmud'un kurduğu modern ordu bu hareketiyle darbe yaparak iktidarı devirme alışkanlığını başlatmış oluyordu. Olumlu örnek teşkil etmemekle birlikte, bu alanda da tarihi devamlılık kendini gösterecek, gerek II. Meşrutiyet, gerekse Cumhuriyet döneminde ordunun darbe yaparak iktidarı değiştirdiği görülecektir.
Sultan Abdülaziz’i hal’ etmenin asıl sebebi, güya istibdadı ortadan kaldırmak, meşrutiyeti ilan ederek devletin geleceğini ve milletin saadet ve selametini temin edecek sağlam bir idare kurmaktan ibaretti. Halbuki, asker’i kuvvet elinde bulunmak ve muazzam bir padişahı bir anda ve kolayca mahvetmiş olmak itibariyle, kendini herkesin âmiri ve manevi hükümdar mevkinde görmeye ve herkese azamet ve ceberût göstermeye kalkışan Hüseyin Avni Paşa, istibdada mâni olacak tedbirlere tevessül etmek şöyle dursun, meşrutî idareyi hararetle arzu edenlerin fırsat düşünce ocaklarını söndürmek tasavvurunda bulunuyordu. Halbuki Avni Paşa, Murad Efendi’nin cülusu ile beraber meşrutiyeti kurmaya çalışacağını -meşrutiyetçilerin bayraktarı olan- Midhat Paşa’ya vaad etmişti. Bu vaad, Midhat Paşa’nın, hal^işinde kendine muhalif bir vaziyette bulunmamasını temin etmek içindi. Zira kîni, dini olan garazkâr Avni Paşa’nın en büyük emeli, Sultan Abdülaziz’i ortadan kaldırmaktı. Nitekim kendi ağzıyla Sultan Murad’ın cülus ettiği gün divan-ı hümayın âmedcisi Mahmud Bey’e, “bu işe muvaffak olduğum sırada istihsâl eylediğim ferah ve memnuniyet kadar dünyada hiçbir şey ile mütelezziz olmadım” demişti. İşte bu en büyük emeline nail olunca, Midhat Paşa ve arkadaşlarına olan vaadini unuttu. Esasen Sadrazam Rüşdü Paşa da Avni Paşa gibi istibdad heykeli idi. Bu iki müstebit, her şeyde aldanan Midhat Paşa’yı bu işte atlattılar. Sultan Aziz’in başına getirilenlerin, durumu ıslah emelinden değil, kin ve garazdan ileri geldiğini, bütün aklı başında olanlarla beraber, fakat onların hepsinden sonra Midhat Paşa da anladı...
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
Abdulaziz
Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve 'hal' edildikten birkaç gün sonra odasında ölü bulunması Osmanlı tarihinin bir türlü aydınlatılamayan hadiselerinden biri. Dosya yazarlarına göre cinayete giden süreç doğrudan darbeyle ilgilidir. Darbeyi gerçekleştiren ekip, bir tertip (komplo) neticesinde iş başına geldi. Sultan Abdülaziz, Veliahd Murad
Bu düşmanlığın sebebi padişahın birkaç yıl önce Hüseyin Avni’yi Isparta’ya sürgün etmesi. Padişah çoktan unutmuştu bu sürgünü, ama Avni unutmamıştı. Abdülaziz'i devirmek istiyordu. Bu tasavvurunu destekleyen başka kumandanlar da vardı. Bilhassa “Mekteb-i Harbiye”nin başında bulunan genç liva: Süleyman Paşa, Midhat'ın düşüncelerine can-ı gönülden bağlanmıştı. Kaldı ki, Abdülaziz'den memnun olan yoktu. Midhat kendine hayran bir hükümdar arıyordu, Kânun-u Esasisini kabul edecek bir hükümdar. Hüseyin Avni, şeyhülislâm ile sadrazam Rüştü Paşa’yı da peşinden sürüklemeye muvaffak olmuştu... “Rüştü Paşa gözleri yaşlı ve kalbi katı” eski bir gediklisiydi sarayın. Uzun ve dramatik tereddütlerden sonra suikasta katılmağa razı olmuştu. Midhat'la askerlerin istediği gerçekleşti. 15/16 Mayıs 1876 gecesi askerî kıtalar ve Harbiye talebesi Dolmabahçe Sarayı'nı kuşattılar. Sabaha karşı yatağından kaldırılan Abdülaziz saraydan alındı,
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Osmanlı Padişahları
Osmanlı PadişahlarıAhmet Seyrek · Tulpar · 201530 okunma
Koca Ragıp Paşa'nın şu beytini sanırım çoğunuz duymuşsunuzdur:"Râgıb, müdâhaneyle riyadır zamânede//Dünyâyı sanma cevr ü sitemdir harâb eden." (Ey Ragıp, zamanımızda dünyayı harap eden zulüm değil, dalkavukluk ve riyakârlıktır.)Sadrazam (başbakan) Ragıp Paşa'nın 18. yüzyılda büyük bir tehlike olarak gördüğü devlet yönetimindeki
Reklam
Pertevniyal Sultan'ın Sergüzeştnâmesi
Çerkez Hasan Bey, Abdülaziz'in dördüncü eşi Neşerek(Nesrin) Kadının yirmi altı yaşındaki kardeşi. 15 Haziran Perşembe akşamı, yani Abdülaziz'in ölümünden 11 gün sonra Mithat Paşa'nın konağında bir kabine toplantısı yapılacaktı. Çerkez Hasan o konağa gitti. Gelişini kimse yadırgamadı. Doğru Heyeti Vükela'nın toplandığı odaya girdi. Toplantıda Sadrazam Rüştü Paşa, Şûrayı Devlet reisi Mithat Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa, Maarif Nazırı Cevdet Avni Paşa gibi kimseler vardı. Çerkez Hasan silahını çekerek, 'Davranma serasker,' diye haykırdı. Hüseyin Avni Paşa neye uğradığını anlayamadan iki kurşunla yere yıkıldı. Kayserili Ahmet Paşa, Çerkez Hasan'ı tutmaya çalıştı. Ama Çerkez Hasan silahını bırakıp kamasını çekti ve Ahmet Paşa'yı da yaraladıktan sonra yerde can çekişen Hüseyin Avni Paşa'nın üzerine çullandı ve paşayı öldürdü. Bu arada, Mithat Paşa'nın korumacılarından biriyle, sadaret yaveri Çerkez Hasan'ın üzerine yürüdüler, Çerkez Hasan ikisinide vurdu. Atılan kurşunlardan biri de Hariciye Nâzırı Raşit Paşa'ya geldi, o da orada can verdi. Ya Çerkez Hasan? kendisini hemen tutukladılar. Ertesi gün Divanı Harp toplandı ve Çerkez Hasan idama mahkum edildi. O zamanlar daha idam sehpaları icat edilmemişti. Çerkez Hasan'ı Beyazıt'ta bugünkü üniversitenin bahçesinde bir ağaca astılar.
Sayfa 117 - Hüseyin Avni Paşa'nın, Abdülaziz'in hal edilmesinde ve ölmesinde rolü büyüktür.Kitabı okudu
239 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. İçinde gerçek bilgilerle beraber bir roman havası vardı. Tarih sevenler için bilinmesi ve okunması gereken kişilerden bir tanesi bence :) Olay örgüsünden bahsetmek gerekirse; Abdülaziz daha şehzadeyken annesi Pertevniyal Kadınefendi’yi torun sahibi eder. Osmanlı Sarayı’nda bir şehzadenin padişah olmadan önce baba
Meyyale
MeyyaleHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 2019707 okunma
Darbe düşüncesinin ilk filizleri
Evvelce Hüseyin Avni paşa iki vezire, Mithat ve Şirvani-zade Rüştü Paşa'ya, padişahı tahttan indirmek fikrini ifşa etmişti. Şirvani-zade, sadrazam olunca, Avini Paşa'ya artık bu bahsi açmadı. Onun üzerine Avni Paşa, padişah ile görüşerek Şirvani-zade' nin velihat Murat Efendi'nin adamı olduğunu, onun emrinden çıkmadığını söyledi. Bu yalan üzerine padişah, Şirvani-zade'yi azledip, sadakatini arz eden Avni Paşa'yı sadarete getirdi. Ancak Avni Paşa; Şirvani-zade'nin, vaktiyle kendisine padişahı tahttan indirilmesi bahsinin açıldığını Sultan Aziz'e bildirmesi korkusu içindeydi. Mithat Paşa'da telaşta idi. Bu korkusunu ortadan kaldırmak için Şirvani-zade'yi zehirletti. Elde ettiği cariyeler vasıtasıyla padişahı da zehirletmek istedi. Fakat cariyeler buna cesaret edemediler...
Sayfa 16 - Babıâli Kültür YayıncılığıKitabı okudu
472 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
30 MAYIS 1876 DARBESİ
Osmanlı'da birçok kez padişahlar Hal edilmiş, tahttan indirilmiştir. 1826 yılına kadar Yeniçeri isyanlarında bunu görmek mümkündür. Bu darbelerin kimileri kanlı bitmiştir. Fakat 1876 Darbesi; öncekilerden farklıdır. Çünkü ilk kez bir padişah, tahttan indirildikten sonra intihar etti diyerekten öldürülmüştür. Diğer darbelerden ayırıcı bir
Bir Darbenin Anatomisi
Bir Darbenin AnatomisiYılmaz Öztuna · Babıali Kültür Yayıncılığı · 2010355 okunma
Reklam
480 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
BİR DARBENİN ANATOMİSİ – YILMAZ ÖZTUNA Arkadaşımız Kadir Şarkı’nın önerisi ile aldığım kitabı okudum. Nacizane bir tarih meraklısıyım. Elimde dikkate değer oranda kaynak var. Şunu iyi biliyorum ki bugün tarihle ilgili araştırma veya değerlendirme yapan insanlar için birinci dereceden önemli kaynaklar İSMAİL HAKKI UZUN ÇARŞILI ve ENVER ZİYA
Bir Darbenin Anatomisi
Bir Darbenin AnatomisiYılmaz Öztuna · Ötüken Neşriyat · 2013355 okunma
Eski sefirlerlerden Sadullah Paşa Sultan Abdulaziz merhumun divan-ı hümayun tercümanlığına dair hatıralarını anlatırken: Sırbistan Beyi Prens Milan İstanbul'a gelmiş,üç gün sonra huzur-i hümayuna kabul edildiği zaman Sadrazam Hüseyin Avni Paşa da hazır bulunmuş idi.Zat-ı Şahane ile Prens Milan birer koltuğa oturdular.Biz (Sadullah ve Hüseyin Avni paşalar) ayakta duruyorduk.Prens Milan, Sırbistan arazisinin darlığından dolayı hoşnutsuz olan Sırplar'ın taarruzuna uğraması ihtimaline binaen kendisinin selametini temin için Sırbistan'a biraz yer ihsanını istirham eyledi.Baktım merhumun rengi değişti.Hiddetlendi. Prense: ''- Sizi her türlü tehlikeden korumak için Sırbistan'a asakir-i şahanemi sevkederim. Arazi genişletmeye gelince; istediğiniz yerlerin her karışı nice millet efradının kanı pahasına alınmış olduğundan onu ihsan etmeye hakkım ve selahiyetim yoktur.'' buyurdu. Ben ömrümde bu derece vakurane söylenmiş bir söz işitmedim desem mübalağa etmemiş olurum! demektedir.
Sayfa 189Kitabı okudu
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.