Bu ne ilk, ne son. Türkiye’de hemen her ay birkaç töre cinayeti haberi basına yansıyor. İsimler, resimler, hikâyeler farklı ama hepsinde ortak bir özellik var: Gençlerin en yakınlarındaki insanlardan gördükleri tahammülsüzlük. Adına “töre” deyip orada bırakıyoruz. Konuşuyor ama analiz etmiyoruz. Üzülüyor ama çözüme yönelik adımlar atmıyoruz. Sonra kapanıyor bir dosya daha, unutuluyor. Ta ki yeni bir hadiseye kadar.