Beton vasıtası ile tanıdım diyebilirim. İlk olarak Beton eserine başlamak istedim çünkü konu olarak o kadar içimizden ve altı defalarca kez çizilecek noktaya değiniyor ki.. Bu denli gürültünün, telaşın, koşturmanın, uyaranın, acımasızlığın, sevgisizliğin, amaçsızlığın ve dahasının olduğunu bir ortamda sakin kalabilmek, kendin olabilmek ve odaklanabilmek. İşte bu derece önemli bir noktaya parmak basıyor
Thomas Bernhard .
Rudolf’un hem kendisi ile hem çevresi hem hastalığı hem de zihinsel çalışması ile mücadelesini konu alıyor. Bazı cümleler o kadar güzel ve anlamlıydı ki.. Kesinlikle yazarın bir başka kitabına da şans vereceğim. Kitabı okurken Sagopa Kajmer Vasiyet şarkısı sıkça aklıma geldi nedense muhtemelen Rudolf’un ruh hali bu çağrışımı yaptı. Metni sevdim karakter okuyucuya tam geçiyor, okuma sürecinde ise aşırı beğendim diyemesemde bittiğinde o kadar her ayrıntısı aklımdaydı ki üstüne uzunca düşünmek zorunda kaldım. Muhtemelen bu yüzden kitabı bitiren herkes betona çakılmış gibi hissediyor.
Eleştiri olarak ise metnin paragrafsız olmasını söyleyebilirim gerçekten sakin kafayla uyaransız bir ortamda okunsa bu denli zorlayıcı olmayabilirdi fakat “uyaranların bu denli fazla olduğu” bir ortamda :) fazla zorlayıcı oldu benim için.. Bir de Rudolf’un ruh hali o kadar karamsar ki mümkünse karamsar ve moralinizin düşük olduğu bir zamanda okumayın. Daha fazla betona çakılabilirsiniz.
BetonThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2020919 okunma