“İhlas ile böyle hizmetler edip, bu yolda nefislerini hiçe sayan insanlar vardır. Onlar öyle bir devlete erişmişlerdir ki, başka hiçbir devletle bu kıyas bile edilemez. Siz hizmette bu dereceye ulaşamasanız da, böylelerini kabul ve takdir ediniz.”
Arkadaş! O hatib-i mürşidden gördüğün, işittiğin kâfidir. Çünki ahvalini tamamıyla ihata etmek mümkün değildir. Öyle ise, ondan sonra gelen asırların o zâttan aldıkları feyizlere dikkat etmek üzere geri dönelim. Bak arkadaş! Bütün bu asırlar, o Asr-ı Saadet'in güneşinden Ebu Hanife, Şafiî, Ebu Yezid, Cüneyd-i Bağdadî, Abdülkadir-i Geylanî, İmam-ı Gazalî, Muhyiddin-i Arabî, Ebu Hasen-i Şazelî, Şah-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbanî (Radıyallahu anhüm ecmaîn) gibi binlerce nuranî ziyadar yıldızlar ayrılıp, âlem-i beşeri tenvir etmişlerdir.
Mesnevi-i Nuriye - 29
“Mürşid-i Kamil ve zamanın sahibi olacak
kişiyi Allah Teala seçer.
Bu silsile Hz. Resulullah ile başlar sonra Hz. Ebubekir ve ashab-ı güzin ile devam eder. Abulkadir Geylani Hz.lerinden
Şah-ı Nakşibend-i Hz.lerine kadar gelir. Günümüzdeki isim
“Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki Hazretleri" dir. Onu gören Allah'ın sevdiği kuludur.”