Kendi dışını aşırı bezeyip süsleme; zarif ve sade giyin.
Zîrâ sırf dışa aşırı itina iç haraplığından gelir.
Hz. Şah-ı Nakşibendi k.s.
Gülün tesbihi kokmak, bulutun tesbihi yağmuru taşımak, kuşun tesbihi ötmek.
Neden her ibadette niyet? Çünkü niyet bir uyumlanma vesilesidir.
Ameli tetikleyici yegâne güçtür niyet.
Tasavvuf yolunda her hareketini, Kuran ve sünnete göre ayarlamalısın.
"Baba semmmasi hazretleri bana, ilim meclislerinde girip Allah Rasulunun hadislerin ezberlememi, ashab-i kiramij eserlerini sozlerini yaşamışlardır öğrenip gözümün önüne getirmemi ve onları rehber ittihaz etmemi emir buyurmuşlardı. Şah-i Nakşibendi
En çok fayda veren, en iyi ve çabucak maksada ulaştıran şeyin, cenabı hakka karşı canı gönülden niyaz etmez, yalvarıp yakarmak, taarruzda bulunmak, onun rızasını talep etmek, kendini alçak tutmak ve nefsi yenmek olduğunu gördüm.
Bu mekanda sarı yüzle bir elbise alırlar, atlas ve ipeğin pazarı bu yerden gayri yerdir.
İçinde bulduğunda beseriyet yumurtasından senin ruhaniyet kuşunu çıkardm.
Artık kemal semasinda dilediğiniz gibi uçmaya tarafımdan mezunsunuz.
Allah’ı anmanın gönülde nasıl bir nakış dokuduğunu çok iyi bilen Şah-ı Nakşibendi 14. yüzyıldan beri, bütün inanmışların zihninde ışıl ışıl gezinmektedir. İslâm bilgelik geleneğinin en parlak yıldızlarındandır. Anadolu’yu mayalayan Horasan pirlerinin en görkemlisidir. Asıl adı Bahauddin Muhammed B. Muhammed’ül Buhârî’dir. Şah-ı Nakşibend olarak meşhur olan Bahauddin’e bu unvanın ne zaman verildiği bilinmemekle beraber, Heidegger’in deyişiyle, ‘insanın kalbine doğru büküldüğü’ gizli zikrin, gönülde oluşturduğu ‘nakş’a atıfta bulunmuş ve kabul görmüştür.
Sayfa 22
Nakşibendî terbiyesi, Şah-ı Nakşibend hazretlerinin tercih ettiği gizli zikir usulü üzerine kurulmuştur. Bu usulü benimseyen büyük veliler tarafından geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir. Bu usul ve edepler bizzat Kur’an âyetlerinden, rahmet peygamberi Hz. Muhammed Efendimiz’in [sallallahu aleyhi vesellem] sünnetinden ve onun şerefli ashabının hallerinden alınmıştır. Bu terbiye sistemi, her şeyi ile Kur’an ve Sünnet’e bağlıdır. Bütün terbiye sistemi ve içindeki edepler, dinimizin temel kaynaklarına dayanmaktadır. Bu edepler Kur’an ve Sünnet’te ya açıkça belirtilmiş ya da işaret, delalet ve sükût yoluyla kabul edilmiştir. Yani bu yolda İslâm’ın ruhuna uymayan hiçbir şey yoktur.
Benliğinden
zarar etmedikçe kâr
elde edemezsin
--------------------------------Şah-ı Nakşibendi (k.s.)