Tarihin başlangıcından bu yana bütün devirlerde ve bütün coğrafyalarda yaşamış Türk devletleri bizim sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğimiz, onur duyduğumuz atalarımız Şah İsmail'i ve Timur Han'ı düşman gören bir Türkiyeli Türk milliyetçisi ile Bayezid ve Yavuz'u düşman gören Azerbaycan ve Özbekistanlı Türk milliyetçileri nasıl bir işbirliği alanı oluşturabilirler.
Bitti elhamdülillah
Şah İsmail 1508 1509 yılında bağdat'a ordu sevk edince Sultan Murat bağdat'tan karaman'a gitti ve sonunda 1514 1515 yılında Durmuş bey şamlu'nun eliyle Diyarbakır'da öldürüldü .başı tebriz 'e şah ismail'e gönderildi .Sultan Murat'ın ölümü ile Akkoyunlu devleti sona ermiş oldu.
Sayfa 133
Reklam
2. han: Başlangıçda doğudaki Türk dünyasında "dünya hâkimi" mânâsına gelen ve kagan, k(h)an gibi çeşitli biçimlerde kullanılan bu unvanın ilk defa Yıldırım Bâyezid'in tuğrasında görülmesinin bir mânâsı olmalı. Dünya hâkimiyetini elde etme çabasında en büyük rakibi Timur olan Osmanlı sultanı Yıldırım Bâyezid'in daha Timur'u bertaraf etmeden onun kullandığı unvana sâhip çıkması, rakibinin harizmasını yani "dünyaya hâkim olma gücü"nü bir an evvel elinden alıp bu "güc"ü kendine mâl etme isteği ile açıklayabiliriz. Nitekim şah unvanı da, Yavuz Sultan Selim'in Safavî hükümdarı Şah İsmail'i yenmesi üzerine ilk defa sultanın tuğrasında görülür.
Hükümdar kimdir?
“Oğul, sen şahsın. Artık en kıymetli, en güzel elbiselerin başkalarına giydirdiklerin olacaktır. En ziyade cezalandırma yetkisine sahip olana en fazla affetmek düşer. İnsanlar arasında en aklı kıt kişi, kendinden daha zayıf ve çaresiz olana zulmedendir. İyilik yap ve affet ki bir dediğin iki edilmesin, fermanın tutulsun. Yeryüzünde merhametin kaldıramayacağı bir suç, affedilmeyecek bir günah, ihsan ile kapatılmayacak bir ihtiyaç yoktur. Şaha yaraşan, sütliman olanı kışkırtmamak, bilakis karışık olanı sakinleştirmektir. Halkını sömürüp onlardan gaspettiği mallar ve canlar ile devletini yaşatmaya çalışan bir devlet reisi, evinin temelinden söktüğü malzeme ile duvarlarını onarmaya çalışan ahmak dülgere benzer! İnsan olmanın ayırt edici özelliği Allah’ı seven olmaktan çok, Allah’ın sevdiği olmaktır.”
Kapı yayınlarıKitabı okuyor
440 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Floransa Büyücüsü
Hint asıllı Yazar Salman Rushdie ,Floransa Büyücüsü adlı romanı mit ve fanteziyi gerçeklik ile harmanlayarak 16.y.y. Floransa ‘sı ve Hindistan’ı din ,politika ,sanat ,savaşlar ,bilim ,felsefe gibi konular ekseninde yazmıştır.Doğu ve batıyı anlattığı bu çok katmanlı hikayede büyünün ,büyücülerin gücünün ve tesirinin Katolizm,İslam ya da Hinduizmin üstünde olduğunu görüyoruz.Bu dönem İnsanlarının hikayeye ihtiyaçları vardı ve en güzel hikaye anlatanlar diğer insanlar üzerinde etki ve yetki sağlayabiliyordu.Roman kahramanı Mogor dell Amore bu becerisiyle yüceler yücesi Ekber Şah ‘ı bile etkilemişti.Büyücülük için iksirlere ,cinlere ya da büyülü asalara ihtiyaç yoktur.Tatlı dilli bir ağızdan dökülen sözcükler tılsımın ta kendisidir.(sayfa 98) Romanda Yavuz Sultan Selim ,Şah İsmail,Amerigo Vespucci ,Medici ailesi Machiavelli gibi tarihi şahsiyetler çıkıyor karşımıza .Hayal ve gerçeğin buluştuğu bu noktada ,gerçek rüyaya rüya da gerçeğe dönüşüyor. Kitap gerek karakter gerekse mekan anlamında oldukça zengin,bu okur açısından hem avantaj hem de dezavantaj sağlıyor .Tarihi olayları masalsı bir dille anlatan kitapları sevenlerin hoşuna gidebilecek türde bir roman,Keyifli okumalar
Floransa Büyücüsü
Floransa BüyücüsüSalman Rushdie · Can Yayınları · 2019529 okunma
85 syf.
·
Puan vermedi
Ömer Seyfettin'den güzel hikayeler...
Ömer Seyfettin'den harika hikayeler: 1- PEMBE İNCİLİ KAFTAN: Osmanlı gaddarlığı ile bilinen Şah İsmail'e elçi göndermek için cesur bir adam aramaktadırlar. Şah İsmail'in karşısında canından korkmadan Türklüğün gücünü gösterecek dik ve cesur duracak bir elçi aramaktadırlar. Muhsin Çelebi adında kimsenin karşısında eğilip bükülmeyen
Pembe İncili Kaftan
Pembe İncili KaftanÖmer Seyfettin · Karbon Kitaplar · 20185,5bin okunma
Reklam
Şeybaniler sanırım Özbek
Tam o günlerde Şebek Han’ın da bir mektubu geldi. “Zavallı çapulcu atlıların başı olan aciz, güçsüz İsmail bilsin ki... ” diye başlayan ve “hangi delikte saklanıyorsan ortaya çık da seni böcek gibi ezeyim!” cümlesiyle biten bir mektuptu bu. Şah elbette çok öfkelendi ve aynı aşağılayıcı üslupta bir cevap gönderdi.
“1513’te Semerkant’ın yeniden fethi için İran’ın sağladığı askerî destek karşılığında Safevî şahı İsmail’in ve onun Şii sûfî tarikatının bir müridi gibi kızılbaş sarığı saran Bâbür, Timur’un başkentine üçüncü (ve son) kez yerleştiğinde yine faydacı bir tavırla Safevî egemenliğini kabul etmiş ve Semerkant camilerinde Şah İsmail adına hutbe okutup sikke bastırtmıştır. Bâbür’ün bu şekilde Şiiliği kabul etmesi, Şiileri ve itikatlarını sık sık kötüleyen yaklaşımıyla tezat teşkil ediyordu (Bâbür’ün soyundan gelenler, kendisinin Safevî egemenliğini resmen tanımasından hicap duymuşlardır).
Sayfa 55 - Kronik KitapKitabı okudu
Şah İsmail abi tarih kitabı varsa bana hediye eder misin??
Günün her saatinde kitap okumakla meşgul. Şah’ın hâzinesinde ne kadar müzeyyen kitap var ise hepsini bitirdi sayılır
390 syf.
·
Puan vermedi
Ön Yargının Sonu.
"İki cihanın iki padişahların birbiriyle olan rekabetçiliğini, yaşanan olayların farklı karakterlerin gözünden anlatılmasını konu alan bir yapıt. Şah İsmail ve Sultan Selim’in tartışmaları şiirler yönünden hüküm sürmüştür. Bunun yanında aşk, sevgi ve hakikat fazlasıyla ön planda tutulmuştur. Farklı karakterlerin gözünden anlatılan bu kitap,
Şah ve Sultan
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,4bin okunma
Reklam
Ben demiyorum İsmail aağbi sultanım Yavuz Selim diyor
Şu kendini bilmez Çocuk Şah’ın yaptıklarına bakınız. Tebriz’de katlettiği beş bin Sünni’nin kanı üzerinde durup dururken bir de cüretli tehditlerde bulunur ki yenilir lokma değil.
Asur krallarından bir farkın yok İsmail
Her hükümdarın adam öldürürken seçtiği bir yol vardı. Şah Efendimiz de suçluları cellata vermek, idam ettirmek, başını vurdurmak, kazığa oturtmak veya başka yollar yerine kaynamış yağ kazanlarına attırıyordu.
Bazıları şah İsmail i masum görür. Daha dərinə inmedikleri için
Birkaç gün içinde Sünnilerin ileri gelenlerinden beş bin kadar insan şehir meydanında “Kızılbaşlık muhalifi ham adamlardır, pişmeleri gerekir” diye kaynamış yağ kazanlarına atıldılar. Birkaç günde Şiilik, Safevî Devleti’nin tek mezhebi hâline geldi ve devlet eliyle hızlı bir Şiileştirme hareketi başlatıldı.
LV ÜN SAN ÜSTÜNE
En yüce ün türlerini önemlerine göre şöyle sıralayabiliriz: önce “conditores imperiorum,”2 Romulus,3 Kyros,4 Caesar, Sultan Osman, Şah İsmail gibi devlet kurucuları gelir. İkinci olarak “legislatores” (yasa koyucular) gelir; bunlar, koydukları yasalar kendilerinden sonra da yaşadığı için, ikinci-kurucu ya da “perpetui principes”5 diye de anılırlar; Lykurgus,6 Solon, Justinianus,7 Edgar,8 “Siete partidas”ın yazarı Kastilya Kralı bilge Alphonsus9 gibi. 2 “Devlet kurucular.” 3 Romulus, mitologyaya göre Roma Devleti’nin kurucusu, ilk kralıydı. Roma kentinin de adını ondan aldığı söylenir. 4 Kyros, Pers Krallığı’nın kurucusu, ilk hükümdarıydı. Onun da adı bir sürü efsaneye karışmıştır. İ.Ö. 550’de tahta çıkmış. İ.Ö. 529’da öldürülmüştü. 5 “Sürekli önder.” 6 Lykurgus, İ.Ö. dokuzuncu yüzyılda yaşadığı söylenen ünlü Ispartalı yasa koyucudur. 7 Justinianus (İ.S. 483-565), 565’te Doğu Roma imparatoru olmuş, Roma yasalarını geliştirerek ünlü Justinianus Yasaları’nı koymuştu. 8 Edgar İ.S. 973-975 arası İngiltere krallığı yapmıştı. Kişiliği çevresinde pek çok söylenti vardır. Güvenilir tarihçilere göre barışçı, ülkesini mutlu yaşatmış bir kraldı. 9 Kastilya Kralı Alphonsus (1221-1284) Mağriplilere karşı kazandığı birçok büyük savaşla ünlüydü. Bilime büyük bir ilgisi vardı. Yasalar üzerine hazırladığı Siete partidas (Yedi bölüm) adlı yapıtıyla anılır. Kitabını yedi yılda bitirdiği için bu başlıkla adlandırmıştı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.