Birbirlerini daha önce hiç görmemiş ,tanımamış, üç kadının hayat hikayeleri...Üç birbirinden farklı hayat, üç ayrı kıta... Ancak hepsinin istediği ortak bir şey var; o da ataerkil toplum baskısı altında yaşadıkları dünyamızda kendi özgürlüklerini kazanabilmek.
Sanırım bizler bazen yaşadığımız bu dünyanın büyüklüğünü algılayamıyoruz. Hepimizin kendi yaşam hikayeleri var. Her sabah aynı umutla farklı şeyleri başarmak için güne uyanıyoruz her birimiz. Konu kendi özgürlüğümüz olunca inatçı lakin başkalarının da özgürlüğünün kısıtlanabileceğini, her kadının aynı duruma düşebileceği bilmekten ve elimizden geleni yapmaktan aciziz.
Özümüzü unutuyoruz bazen. Kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi...
Sevgili okurlarım hayat bir satranç oyunu gibidir. Birbirinden farklı görevleri olan benzersiz taşlar, aynı biz insanlar gibi... Ama unutmayın oyunun sonunda şah da piyon da aynı kutuya konur. O yüzden birbirimizin farkına varalım. Özellikle bu günlerde kol kola girmek ne kadar da önemli. Benim ne yardımım dokunacak demeyin aciz kalmayın. Etrafınızda olanların farkına varın ve bir noktada siz de ipin ucundan tutun. İşte bu farkındalık için Saç Örgüsü' nü okumanızı öneririm. Siz de romandaki kadınlar gibi ne olursa olsun sessiz kalmamayı öğrenin.
Sanırım roman, bana bu duyguları çok iyi şekilde yansıtabilmesi sebebiyle uzun zamandır okuduğum en başarılı modern romanlardan biriydi.
Bu kitabı ilk önce umudunu yitirmiş genç kızlara daha sonra bütün insanlara öneririm.