Merhaba, size şahane bir distopya önerisiyle geldim.
Direkt öneri diyorum çünkü kesinlikle okumalısınız!
Ben daha kitabın başlarındayken bize vermek istediği mesajı anlar anlamaz kitabın tasarımı ve özellikle renginin kitabın konusuna bir gönderme olduğunu düşündüm. Çünkü kitap bize pembe bir masal sunmuyor.
Garner Kasaba halkı Hz. Havva’nın günahlarından dolayı her kadının içinde bir sihir olduğuna inanıyor ve kadınlığa ilk adımını atmış her 16 yaşındaki genç kızı; kasaba dışında, vahşi ormana zorunlu olarak gönderiyorlar ki erkekleri baştan çıkardıklarına inandıkları bu sihirden arınabilsinler. İşte her yıl düzenlenen bu sisteme Erdem Yılı diyorlar.
Üstelik her erkek istediği Erdem Yılı kızını kendine eş olarak seçebiliyor. Bu durumda hiçbir kadının söz hakkı yok.
Peki çoğu kadının bile kendi içinde olduğuna inandığı bu sihre inanmayan birisi çıkarsa ne olur? Tierney James, Erdem Yılı kızlarıyla verdiği mücadelenin yanı sıra ormanda kendilerini avlamak isteyen, derilerini yüzüp satmak isteyen kaçakçılarla da mücadele veriyor.
Geçmişte yaşanmış ve evrilerek günümüzde hala yaşanan ve bir şekilde görmezden gelinen gerçekleri yüzümüze vuran bu kitabı okurken huzursuz oldum, miden bulandı, sinirlendim..
Bir çok duyguyu bana aynı anda yaşatırken tüm bu olumsuzlukların yanında kalbime dokunan saf masum bir aşkta okudum.
Sizde okuyun okutturun.
* Bir gün bir çiçek alacaksın.Kenarlardan biraz yıpranmış olabilir ama anlamı yine de aynı.Aşk yalnızca evliler için değildir.Bilirsin, herkes içindir...
En sevdiğim alıntıyla kalbinizdeki raflara…