Henüz 1900'lerin başlarıydı, tüm halk sokağa dökülmek için gün sayıyordu. Amerika'nın işçi sınıfı ayaklanmak için "Devrim" için, "Biz" demek için, "Bugün o gündür" diyebilmek adına artık sesini çıkaracaktı.
Ama senle ben hikayeyi Avis'in ağızından dinleyeceğiz. Ona, babasının toplantısında tanıştığı büyük devrimci Ernest aslında gerçek dünyanın ne olduğunu anlattığında öğreneceğiz. Doğru yanlış sentezini aklından çıkar okur, Aris doğruyu o ipek kumaşından elbiselere sarılıyken öğrenmedi. Onların hepsi kan ve gözyaşı ile kirliydi. Bunu anlayabilmek için üst tabakadan inmen gerekli, halk için bir şey yapmak istiyorsan en alta inmelisin demişlerdi...
Ne yaptı sanıyorsun okur? Kimliğini yıllar sonra değiştirdi, sesini saçını duruşunu her şeyi bir kalemde çöpe atıp bir proletaryaya dönüştü.
Distopya edebiyatının ilk metni olarak zihnimize yer etmiş Demir Ökçe, size bir tokat gibi etki yaratacak. Okuduğum uzun zamandır en iyi distopyalardan dememe gerek yok. Dili akıcı lakin düz değil araştırma notlarına mutlaka dikkatle okumanızı tavsiye ederim.
Ernest Everhard'ın tahminleri okur, öyle doğru ki günümüzde ya da 30 yıl öncesine bile baktığımızda bize tek şaşkınlık yaratan Jack London'ın şahane önsezilerinin olması sanırım.
#demirökçe #theironheel #jacklondon #türkiyeişbankasıkültüryayınları