Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Neredeyse her satırına, "işte bu!" dediğim, ikinci kez okumama rağmen, sanki ilk kez okuyormuşum gibi, heyecandan odada tur ata ata dolanarak okuduğum bir kitap: Yeraltından Notlar.
Kitabı okumanın ardından, Zeki Demirkubuz'un bu kitaptan esinlenerek çekmiş olduğu "Yeraltı" filmini izledim.
Meraklıları için:
Her kitabın bir zamanının olduğunu düşünenlerdenim ben. Zamanı gelince bir şekilde o kitap gelir ve sizi bulur. Benim için Posta Kutusundaki Mızıka tam da böyle bir kitap.Uzun zamandır okumak istiyordum ama bir türlü fırsat olmamıştı. En doğru zamanı beklemiş demek ki. Tam da çok sevdiğim dostumla birbirimize mektuplar yazmaya başladığımız
Tesbihatında, nefsini terbiye, zühd gayretinde olanlarla bir derdimiz yok. Biz de bunları yapma çabasındayız.
Ama adını koyalım ki Tasavvuf İslam'dan ayrı bir dindir, denildiğinde coşanlar, dinlerinden habersiz olanlardır. Tüm Tasavvuf literatürü bunu, İslam'a benzetilmeye çalışılan bu dini anlatır.
Vahyin (İslam vahyi, kendi
*****
(Vücûduke zenbun lâ yukâsu bihî zenbun). Allah var ama ben de varım, demek tasavvuf akaidine göre şirktir. Yalnız Allah var, diyenler muvahhidlerdir. Muvahhid, birlemiş olana denilir.
*****
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
KIZILIRMAK
Silâh ve şarkı
ben bütün karanlıkları bunlarla yendim
doğacak çocuğumun kanında esen
emekçi karımın dimdik bakışlarında
ve çetelerin sipsivri uykusuzluğu
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Bazı insanların laneti olur "yaşamak"...Yok olamamak tüm uğraşlara rağmen...Kendini suya atan ve yok olmak isteyen birini kaldırır bir kuvvet ve laneti kıyıda "merhaba" der ona...Çok yorgundur,bitkin ve isteksiz ama ilginç olan da eskisinden daha güçlü çıkmıştır o sudan, her şeyin ve herkesin ve hatta kendisinin bile inadına...Vicdanının sesini susturamayanların ise içindeki kurttur ve kemirir durur onları...Çürütür ama öldürmez...Diyetini yaşayarak çektirir,dünyadaki cehennemi bitsin istemez...Sahi cehennem nedir??Bu kitabı gerçekten okuyan için cehennem,cennet,sevgi,aşk,aile,dostluk,bağlılık,namus,iyi,kötü,varlık,zaman gibi kavramların anlamı var mı ki sanki :)
"ÇÜRÜME" gerçekten insana dair bir kitap...Her an her yerde karşımıza çıkabilecek herhangi birinin sıradan yaşantısı içerisinde çok da sık göremeyeceğimiz bir iç hesaplaşma,bunun beraberinde getirdiği sorgulamalar ve bu süreçte vicdanın sürekli dövmesi hali..."Ben olsam şöyle yapardım" la başlayan her cümlenizi ağzınıza tıkayan şeyler var anlatılanlar içinde,uyarmak isterim...Çok sevdiğim bir söz vardır,"Hiçkimse sınanmadığı günahın masumu saymasın kendini." 'Masum' dedim de kitaptaki Masum geldi aklıma...Okuyun dostlar,huzurunuz kaçar,üzülürsünüz ama seversiniz...Benim de huzurumu kaçırdınız sayın yazar! Bunun için teşekkür ederim size...Yaşarken kendimizi var edebilmek dileğiyle...(Kitaba dair alıntılar 1000k hesabımda)
#kitap #kitaplar #okudumbitti #neokudum #haziranokumaları #inkılapkitabevi #kitapyorumu #kitaptavsiyesi #objektifimden #keşfetteyiz #emretimur #çürüme
Dost, basit bir kelime değil, oldukça derin anlamı olan bir kavram. Bir toplumu ayakta tutan, varlığın temelini oluşturan manevi değerleri pekiştiren unsurlar, hep dostluklar sayesinde gelişir. Bireyler, dostluk değerlerine bağlılıklarını sürdürdükçe yükselebilirler.
"Gül verenin elinde gül kokusu kalır? der bir Çin atasözü. Bende gül koklayanın yüreğinde gül kokusu kalır diyorum. Bir gül ancak bir dostun elinden verilince, iç bayıltıcı güzelliğini algılar ve anlarız.Buram buram kokladığımızda dostluğun ağırlığını hissederiz.
Vefalı bir dostumuzu kaybettiğimizde yada ondan ayrıldığımızda nasıl da sancır yüreğimiz, gecelerce uykusuz kalır gözyaşı dökeriz. Sevgimizin, dostluğumuzun ölçüsünü ancak o zaman anlarız, ama ne yazık ki, bazen iş işten geçmiş olur. Çünkü geç kalmışızdır...
Dostlarınızla öyle yaşayın ki,düşman olduğunuzda, söyleyecek şeyleri olmasın.
Düşmanlarınızla öyle yaşayın ki, dost olduğunuzda, yüzü kızarmasın
Yeri geldiğinde sararıp solun, düşen bir kuru yaprak olun, ama asla soldurmayın, sarartmayın dostluk gülünüzü.!!