Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Bakma daha ilkel durduğuna sen,…ruhu vardır kelimelerin.
Karı-koca eşten daha çok şey anlatır. Hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler.
Sahi, biliyor musun? Neden erkeğe koca kadına da onun karı demiş eskiler?
Eşim değil, karım ol!
Kedilerin eşi olur, terliklerin de. İnsanın eşi olmaz. Bir ömür eşlik ediyor diyemi sevgiliye eş denir? Eşlik etmek yeter mi? Fazlasını beklemez mi insan yârinden?
Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden koca dediklerini. Çünkü koca bilge demektir, yüce demektir. Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir. Dağların yücesine kar yağar diye kadına da Kocanın karı demişler. Bakma şimdi evlenenlerin karı-koca ilan edildiğine. Koca ve onun karı olmalarıdır aslında.
Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın. Örtmeli ve bir ömür süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür.
Eşim olma karım ol! Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz yarımım. Her zaman söylemem, ama sen anla.
Eşim olma karım ol! Beni tamamla….
Eşim olma, karım ol!
Bakma daha ilkel durduğuna sen! Ruhu vardır kelimelerin. “Karı-koca” “eş”ten daha çok şey anlatır. Hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler. Sahi, biliyor musun?
Neden erkeğe “koca”, kadına da “onun karı” demiş eskiler? Eşim değil, karım ol! Kedilerin, ayakkabıların eşi olur, terliklerin de… İnsanın eşi olmaz. Bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir? Eşlik etmek yeter mi? Fazlasını beklemez mi insan yârinden?
Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini. Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir. Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir. Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler...
Şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine. “Koca ve onun karı” olmalıdır aslında. Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın. Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür.
Eşim olma, karım ol! Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz yarımım. Her zaman söylemem, ama sen anla. “ Eşim olma, karım ol! Beni tamamla…”
GÖLGESİZLER!
Şehirdeki bir berber dükkanında başlıyor roman. Dükkana yeni giren anlatıcının dışında bir çırak, iki müşteri ve bir de berber bulunuyor bu dükkanda. Aynanın üzerine iliştirilmiş bir kara kalem güvercin resmi çekiyor dikkati. Berber ile anlatıcı arasında yaşanan sohbet, aynada göz göze gelmeleri, berberin roman yazdığını biliyor
Bakma daha ilkel durduğuna sen, ruhu vardır kelimelerin.
“Karı-koca” “eş”ten daha çok şey anlatır.
Hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler.
Sahi, biliyor musun ?
Neden erkeğe “koca”, kadına da “onun karı” demiş eskiler ?
Eşim değil, karım ol !!!
Kedilerin eşi olur, terliklerin de…
İnsanın eşi olmaz.
Bir ömür eşlik ediyor diye mi
“ Şunu da unutma ki, yeryüzünde gecikmişliğin ilacı yoktur.”
Merhaba, yine bir Hasan Ali Toptaş eseri ile karşınızdayım. Temmuz sonu Ağustos başında okudum kitabı. Tam taşınma dönemimin en yoğun zamanı. Ancak kopamadım. Anlatılandan, nasıl anlatıldığından, dilin ve hayal ile gerçeğin zenginliğinden…
Hasan Ali Toptaş için her yorumumda onu
Hasanım Ali'yi okurken hayatın sırrını çözmeye bir adım yaklaştığını hissediyor insan, sonra yine aynı sır içinde kayboluyor.
Gölgesizler varlığın yokluğunu bir şiir gibi fısıldıyor insanın kulağına. Başlarda zaman mekan karmaşası yaşansa da Toptaş'ın tarzına hakimseniz kısa sürede taşları yerine oturtuyorsunuz. Romandaki bütün karakterler kanlı canlı sayfalarda dolaşıyorlar sanki. Dili her zamanki gibi yalın. Üslubu yine kendine has.
Kitaptan sonra filmi izlediğimde muhtar Selçuk Yöntem'den başkası olamazdı diye düşündüm. Ayrıca Cennet'in oğlu rolü için Ertan Saban da nokta atışı olmuş. Sahi, kar, neden yağar kar?
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,6bin okunma
Sahi, biliyor musun? Neden erkeğe “koca”, kadına da “onun karı” demiş eskiler?
Çünkü "koca" bilge demektir, yüce demektir. Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir.
Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler. Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine. “Koca ve onun karı” olmalıdır aslında. Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın. Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür…🍀
~Alıntı~
Evlerin saat beş olma hali
Ben yorgunum anlamaktan
Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan.
Ve akşam
Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği
Üstümü başımı bilmediğim bir akşam
Ne yapsam
Alkollere gitsem. Giderim alkollere bir mektup gibi
Alkollerden gelirim bir mektup gibi
Bellidir sırtımdaki kan lekesinden ve