Üzerimden çıkan eşyalar o denli değerliydi ki, onların varlığını sayın polislerimiz, verdiğim imza karşılığı güven altına alıyorlardı. Bir gün bu binadan sağ salim çıkabilirsem, o imzalı tutanağa göre eşyalarımı polisimizden eksiksiz teslim alabilecektim. Alacaktım ya; benim canıma, sağlığıma kimler güvence verecek, kimler kefil olacaktı? Sapasağlam girdiğim bu binadan bir gün çürük çıkarsam bunu kim belirleyecekti? Amaan canım sen de; düşündüğüm şeye bakın siz! Cebimizden çıkan birkaç posta pulu, jeton ve eşyanın güvenliği, benim can güvenliğimden daha önemliydi. Yaşasın eşya hakları!
Reklam
Nerede kendini bilmez çocuklar...
Uzun boylu, kıvırcık saçlı, yakışıklı bir insandı. Sohbeti de boyu posu gibi güzeldi. Tok sözlü, açık yürekliydi. Konuşurken, konuştuğu insanın yüzüne bakar, güven verirdi ona. Çok da kültürlüydü. Kültürlü oluşu kadar davranışlarının da sıcak ve güvenli oluşu, bulvar delikanlıları gibi insana tepeden bakmayışı hoşuma gidiyordu. İçimde hep Deniz Gezmiş'le aynı koğuşta kalmak isteği vardı. Ama ne yapayım ki, koğuşlarımız ayrıydı. Deniz Gezmiş, geceleri kendi özel hücresinde kaldığı için, ancak gündüzleri, kütüphanede görüşebiliyorduk. Zamanla dostluğumuz arttı. Artık kütüphaneye kitap okumaya değil, Deniz ve Yusuf Aslan'la buluşup sohbet etmek için gidip gelmeye başladım.
Kurnaz kuşun oyununu bilirsin. Kurnaz kuş yakalanınca, yakalayana güven vermek için çırpınmaz, çabalamaz hiç. Kuşa kanan avcı da elini azıcık gevşetince, “pırrr” diye uçar gider kuş. Taş olsam erirdim, toprak oldum dayanmaya çalışıyorum. İnsan sağken bedeni kendine aittir de ölünce hepimize ait olur. Güzellik aldatıcıdır. Asıl olan uyumdur. Kadın zorla evlendirilmişse, kocasını sevmiyorsa, ihanete uğramışsa, kendince uygun zamanı kollar, 'mor cepken'i giyer çıkardı dışarı. Herkesin görebileceği yere, dam üstündeki yuvak taşının üstüne otururdu. O zaman akan su dururdu.
Bowbly, sağlıklı bir ilişki kurabilmek için bireylerin temel ihtiyacı olan sağlıklı bağlanma sürecinin çocuklarında ebeveyleri tarafından oluşturulması gerektiğini ileri sürmüştür. Eğer çocuklar, destekleyici ve sıcak ebeveynler tarafından yetiştirilir ve güvenlik ihtiyaçları karşılanırsa güvenli bağlanma geliştirirler ve ileride kuracakları ilişkilerde bu şekilde gelişecektir ama güven duygusunun olmadığı ve terk edilmişliğin yaşandığı ebeveyn, çocuk ilişkisinde bireyler sabit ve güvene dayanan bir ilişki geliştiremezler.
Sayfa 49
Hucurât sûresi bir bütün olarak muttaki olmakla, fâsık olmak; sorumluluğunun bilincinde olmakla, sorumsuz davranmak arasında gidip gelen ahlaki ilişkileri, örnekler üzerinden anlatmaktadır.
Reklam
Bugün de Deniz Gezmiş'in doğum günü anmış olalım
Kütüphaneye her gidişimde Deniz Gezmiş'le aramdaki dostluk büyüdü. Kütüphanede karşılıklı oturup sohbet etmeye başladık. Uzun boylu, kıvırcık saçlı, yakışıklı bir insandı. Sohbeti de boyu posu gibi güzeldi. Tok sözlü, açık yürekliydi. Konuşurken, konuştuğu insanın yüzüne bakar, güven verirdi ona. Çok da kültürlüydü. Kültürlü oluşu kadar davranışlarının da sıcak ve güvenli oluşu, bulvar delikanlıları gibi insana tepeden bakmayışı hoşuma gidiyordu. İçimde hep Deniz Gezmiş'le aynı koğuşta kalmak isteği vardı. Ama ne yapayım ki, koğuşlarımız ayrıydı.
Sayfa 95
"Gene döneceksin senin de mayanda onların mayasında olandan var. Köroğlunun, Pir Sultan Abdalın,Sakarya Şeyhinin..." Birisi aşık, hem pir, hem aşık. Güzel türküler söyler. Alevi, Kızılbaş, asi. Şahın adamı, Şah Alinin, hani Düldül atının sahibi Hazreti Ali var ya, onun adamı. Bu yüzdende padişaha düşman, ona asi. Bir sabah
Sayfa 600 - Görsel YayınlarKitabı okudu
Pir Sultan Abdal ve Kanlı Sivas
"Birisi aşık, hem pir, hem aşık. Güzel türküler söyler. Alevi, Kızılbaş, asi. Şahın adamı, Şah Alinin, hani Düldül atının sahibi Hazreti Ali var ya, onun adamı. Bu yüzden de padişaha düşman, ona asi. Bir sabah yanında çalışan Hıdırı çağırır, ben bu gece bir düş gördüm Hıdır, der. Düşümde İstanbula gidiyormuşsun, orada Vali olup Sivasa
Sayfa 588 - Ferhat HocaKitabı okudu
“Ey diliyle iman ettiği halde kalbine imanın girmediği kimseler! Müslümanların ayıp ve kusurlarını açığa çıkarmak için onların gizliliklerini araştırmayın. Her kim Müslümanların ayıp, kusur ve noksanlıklarını araştırırsa, bilsin ki evinin en gizli köşesinde bile günah işlese Allah onun ayıbını ifşa eder.”
Sayfa 235 - Marmara üniversitesi ilahiyat fakültesi yayınlarıKitabı okudu
122 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.