Deniz Gezmiş
Uzun boylu, kıvırcık saçlı, yakışıklı bir insandı. Sohbeti de boyu posu gibi güzeldi. Tok sözlü, açık yürekliydi. Konuşurken, konuştuğu insanın yüzüne bakar, güven verirdi ona. Çok da kültürlüydü. Kültürlü oluşu kadar davranışlarının da sıcak ve güvenli oluşu, bulvar delikanlıları gibi insana tepeden bakmayışı hoşuma gidiyordu.
Deniz Gezmiş
Uzun boylu, kıvırcık saçlı, yakışıklı bir insandı. Sohbeti de boyu posu gibi güzeldi. Tok sözlü, açık yürekliydi. Konuşurken, konuştuğu insanın yüzüne bakar, güven verirdi ona. Çok da kültürlüydü. Kültürlü oluşu kadar davranışlarının da sıcak ve güvenli oluşu, bulvar delikanlıları gi­bi insana tepeden bakmayışı hoşuma gidiyordu. İçimde hep Deniz Gezmiş'le aynı koğuşta kalmak isteği vardı. Ama ne yapayım ki, ko­ğuşlarımız ayrıydı. Deniz Gezmiş, geceleri kendi özel hücresinde kal­dığı için, ancak gündüzleri, kütüphanede görüşebiliyorduk.
Reklam
Deniz Gezmiş
Uzun boylu, kıvırcık saçlı, yakışıklı bir insandı. Sohbeti de boyu posu gibi güzeldi. Tok sözlü, açık yürekliydi. Konuşurken, konuştuğu insanın yüzüne bakar, güven verirdi ona. Çok da kültürlüydü.
Kapitalizmin kalesi sayılan ABD'de geçerli bir kural vardır: Ana, baba, kardeş dahil kimseye güvenme, yalnızca dolarına güven. Dolar kimin cebindeyse en çok ona güven, yani para babalarına... Bu kural şimdilerde ülkemiz içinde geçerli. Peki bunca tozun dumanın içinde "insan unsuru" nerede gibisinden cahilce sorular sormayın. O yok artık. Erdemden, kültürden, emekten, insan haklarından, eşitlikten, kardeşlikten söz etmek önemini çoktan yitirdi. Bu tür saygın sözcükler öteden beri "düzen bozucu, tehlikeli, sakıncalı" olarak biliniyordu ülkemizde zaten. Şimdilerde ise "vatan hainliği" ile eş değerde tutuluyor. İnsanın özgürlüğünden değil, paranın, kurnazlığın, ikiyüzlülükğün özgürlüğünden söz etmek daha geçerli. Sayın hırsızlarımızın, canları istediğinde özel uçaklarına atlayarak batının eğlence merkezlerinde soluğu almaları paranın özgürlüğünden başka bir şey değildir. Öte yanda belediye otobüsüne binemeyecek kadar yoksul milyonlar varmış, umurlarında mı? Ama bu milyonlar adına düşüncelerini açıklamaya çalışan, yazan, düşünen, konuşan insanlarımızın başına nelerin geldiğini bütün dünya biliyor..
Sayfa 108
Üzerimden çıkan eşyalar o denli değerliydi ki, onların varlığını sayın polislerimiz, verdiğim imza karşılığı güven altına alıyorlardı. Bir gün bu binadan sağ salim çıkabilirsem, o imzalı tutanağa göre eşyalarımı polisimizden eksiksiz teslim alabilecektim. Alacaktım ya; benim canıma, sağlığıma kimler güvence verecek, kimler kefil olacaktı? Sapasağlam girdiğim bu binadan bir gün çürük çıkarsam bunu kim belirleyecekti? Amaan canım sen de; düşündüğüm şeye bakın siz! Cebimizden çıkan birkaç posta pulu, jeton ve eşyanın güvenliği, benim can güvenliğimden daha önemliydi. Yaşasın eşya hakları!
Reklam
Bozkırda
bu dünyada her şeyin gelişip mükemmelleşeceğini hoş bir güven duygusuyla iddia ediyorum. Bu dikkate değer süreç, özellikle hapishanelerin, meyhanelerin ve genelevlerin her yıl artan sayısıyla inandırıcı bir biçimde doğrulanmaktadır...
Sayfa 13 - YORDAM EDEBİYAT
121 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.