282 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Şu ana dek okuduğum en güzel, en anlamlı, en akıcı ve en sürükleyici kitaplardan biri. Muhteşem bir kurgu ve tek kelimeyle harika bir kitap. Mesajlar, olayların sürecine ve sonucuna öyle güzel yerleştirilmiş ki... Bu mesajlar ise oldukça değerli. -️Yaşamımıza yön verme potansiyelimiz, azımsanamayacak bir güçtür. -️Küçük sandığımız her şey, çok daha büyük sonuçlara sebep olabilir ve seçimlerimiz bizim de dahil çevremizdekilerin yaşamının yönünü değiştirebilir. Bu mesaj bana kelebek etkisini anımsattı. -️Her şeye sahip olmak değil, sahip olduklarının kıymetini bilmek mutluluğa götürür. -️Sevgi, yaşamı anlamlı ve yaşanılır kılan en büyük olgudur. Sevmemek, sevilmemek, varlığımızın birileri için gerekli olmaması gibi durumlar yıkımdır.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,2bin okunma
Müthiş..!
İnsan olarak gelişmişlik seviyemizi maddi gücümüzle ve sahip olduklarımızın çokluğuyla ölçmeye devam ettiğimiz sürece daha çok şeye sahip olmak adına daha çok savaşacağız ve yıkımlara sebep olacağız. Bilimsel verilere göre dünya yaklaşık 4.5 milyon yaşındadır. Yine bilimsel verilere göre ilk insansı varlık fosilleri 195.000 yıl öncesine aittir.
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Bu kitabı okurken en çok zihnimdeki düşüncelerimi herkese duyurabilme yeteneğim olduğu için sonsuz şükür ettim. Her şeyin farkında olup bunu kimselere anlatamamanın bedensel dilin bile olmadığı bir yaşantının başrolü olmak üstelik yüksek zekaya sahip biri için tam bir yıkımdır. Bu kitapta da konuşmak , yazmak, gülmek, yemek yemek, giyinmek ve hatta tuvalete gitmek gibi basit eylemleri yapabiliyor olmanın çok zengin olduğumuzun farkındalığını arttıran , empati duygusunu maksimuma çıkaran bir kitap. Özellikle özel insanları anlayabilmek için her yaştan insanın okuması gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum.
İçimdeki Müzik
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,2bin okunma
Yetimdir şu gönlüm, Bundandır tüm sessizliğim, Bir harabe yığınıyım... Deprem anında yere serilirim.. Bu vakitsiz bir yıkımdır... Enkazın altında ölen kimdir? Yoksa, yoksa bu ben miyim? Kendimi dahi tanıyamıyorum.
Beni anlatmış gibi...
Yetimdir şu gönlüm, Bundandır tüm sessizliğim, Bir harabe yığınıyım... Deprem anında yere serilirim.. Bu vakitsiz bir yıkımdır... Enkazın altında ölen kimdir? Yoksa, yoksa bu ben miyim? Kendimi dahi tanıyamıyorum.
Sayfa 15 - PdfKitabı okudu
248 syf.
·
Puan vermedi
Susmayı öğren(ebil)mek
Afet bir yıkımdır, dil doğru kullanılmazsa birçok yıkıma sebebiyet verir lakin dil aynı zamanda bir inşa sürecidir de. İnsanoğlu yüzyıllardır konuşmayı öğrenmekle geçirmiştir zamanını daha etkili ve daha güzel konuşabilmek için nice zaman harcanır fakat etkili susmak, güzel susmak adına bir çaba göstermeyiz çoğu zaman. İlk saydıklarımın daha zor oluşu düşüncesi insanları konuşmaya iter belki de ama asıl marifet susmak ve susmayı bilmektedir yani nerde nasıl susmamız gerektiği bilgisine sahip olmak. Bu epey zor bir süreç dilin hakikaten bir kemiği yok her an her şey dökülebiliyor, kişinin kendisini kontrol edebilmesi ve kendinin farkına varabilmesi için oldukça etkili bir kitap tabi kendinizi özellikle dilinizi kontrol etmek gibi bir düşünceniz varsa tavsiye niteliği taşır. :)
Dilin Afetleri
Dilin Afetleriİmam Gazali · Çelik Yayınevi · 20167,2bin okunma
Reklam
“Oynamak zorunda olduğumuz oyun şudur: Artık özel mülkiyetin kimseye ait olmadığını, çünkü tüketim mallarının bu kadar bollaştığı koşullarda hiç kimsenin bunların kısıtlanması ilkesine tutunmaya hakkı olmadığını, ama yine de sırf mülkiyet ilişkilerinin körce sürdürülmesine hizmet eden o bağımlılık ve muhtaçlık durumuna düşmemek için bile kişinin bazı şeylere sahip olmak zorunda olduğunu görmek ve dile getirmek. Ama bu paradoksun tezinin varacağı yer yıkımdır: Nesneler karşısında, sonunda insanlara da yönelen sevgisiz bir umursamazlık. Antitez ise, telaffuz edildiği anda, rahatsız bir vicdanla sahip oldukları şeylere tutunmak isteyenlerin ideolojisine dönüşür. Yanlış yaşam, doğru yaşanamaz.
Oynamak zorunda olduğumuz oyun şudur: Artık özel mülkiyetin kimseye ait olmadığını, çünkü tüketim mallarının bu kadar bollaştığı koşullarda hiç kimsenin bunların kısıtlanması ilkesine tutunmaya hakkı olmadığını, ama yine de sırf mülkiyet ilişkilerinin körce sürdürülmesine hizmet eden o bağımlılık ve muhtaçlık durumuna düşmemek için bile kişinin bazı şeylere sahip olmak zorunda olduğunu görmek ve dile getirmek. Ama bu paradoksun tezinin varacağı yer YIKIMDIR: Nesneler karşısında, sonunda insanlara da yönelen sevgisiz bir umursamazlık. Antitez ise, telaffuz edildiği anda, rahatsız bir vicdanla sahip oldukları şeylere tutunmak isteyenlerin ideolojisine dönüşür. YANLIŞ YAŞAM, DOĞRU YAŞANAMAZ.
Düşkünlük ve bastırma arasında dengede olmak; biraz düşkünlük ve biraz bastırmak değildir: ikisine de sahip olmamaktır. Bu bir uzlaşma değildir, bir dengedir. Uç dengesizliktir, orta nokta dengedir. Uçta olmak yıkımdır, orta noktada olmak yaşamdır. Uçta olmak yok olmaktır; düşkünlük ve bastırmanın ikisi de yaşamı yok eder. Dengesizlik cehalet, karanlık ve ölümdür.
“Bir aşka, Bir aileye, Gerçek dostlara veya bir inanca sahip olmak, insanı hayata bağlar. Onlardan biri bile bizim nefes alma nedenimizdir. Sahip olduklarımızın gerçekte bize ait olmadığını anlamaksa, büyük bir yıkımdır. Bazıları bunu kabullenir, kabul edemeyenler içinse, hayat geçmişin gölgesinde akıp gider.”
Reklam
John Galt
İnsanlık tarihi boyunca hiç greve gitmemiş bir tek tür insan var. Diğer türlerden ya da sınıflardan insanların hepsi, istedikleri zaman durmayı denediler, dünyaya taleplerini sundular, biz olmazsak olmaz diye iddialarda bulundular... Yalnızca dünyayı omuzlarında taşımakta olanlar yapmadı. Onu canlı tutmayı sürdürdüler, karşılığında yalnızca
Plato Film Yayınları - Çeviren: Belkıs Çorakçı DişbudakKitabı okudu
796 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
AŞK BİR İNTİHAR MI YOKSA DİRİLİŞ Mİ?
Aşk nedir? Sanıyorum ki yeryüzünde çok sayıda farklı cevabı olan tek soru budur. Öyle ki bu soruya hepimizin vereceği bir cevap muhakkak ki vardır. Bizler bu soruyu ya olması gerektiğine inandığımız şekliyle ya da yaşadığımız tecrübelerden ve gözlemlerden yola çıkarak kendi düşünce ve duygularımızı harmanlayarak yanıtlarız. Tek soru, milyonlarca
Dahiler ve Aşkları
Dahiler ve AşklarıÖzcan Erdoğan · İkaros Yayınları · 2008494 okunma
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.