Bir mezarın tarihi seyri nasıl olur bilir misiniz?
Her şey bir ölümle başlar!
Kiminin fiyakalı bir mezar taşı olur kiminin daha sade.
Zaman geçer, ilk günlerde kalabalık olan mezar yalnızlaşmaya başlar. Üzerinde otlar biter. Daha da zaman geçer ve yazıları dahi silinmeye yüz tutar. Taze ölülerin başı kalabalıkken onun gelen gideni olmaz. Diğer
Ben bu kitabı neden incelemeden aldım? İnanılmaz kızgınım kendime. Bu incelemem kitabın satışlarını olumsuz etkilemek için kasıtlı olarak yazılmıştır. Çünkü hiç beğenmedim.
Kitabı almamda emeği geçen üniversite arkadaşım Leyla'yı sevgiyle anıyorum. Bana vakti zamanında 'Ağır Misafir' i hediye etmişti. İbrahim Tenekeci iyi bir şair olabilir, ama
Satırlar biriktiriyorum
Sahipsiz satırlar
Karekökü
Benzer anıların çarpımından oluşan
Satırlar biriktiriyorum
Sensizlikten geriye kalan
Uzaktan bakıyorsun ya hani
Biriken her anı gibi
Ben se öylece kalıp
Yalnızca satırlar biriktiriyorum
Bildiğin gibi işte
Herkes kendi hayatını yaşıyor
Her şey olması gerektiği gibi
Geçip gidiyor hayat
Sadece ve sadece
Anılar biriktiriyorum!
22.01.2023
Biz yoksulduk; biz ve bizden sonrakiler yoksul olmasın diye çalıştık
KÖY ENSTİTÜLERİ ( 1940-1954 )
Her ne kadar Köy Enstitüleri konusunda çeşitli kaynaklardan araştırma yapmış olsam da sadece Köy Enstitüleri hakkında hazırlanmış derli-toplu, anlatımı güzel olan bir kitap bakınmaktaydım bir süredir. Araştırmalarım sonunda bu kitabın en uygun
Kendine has akıcı üslubu, anlaşılır anlatım tarzı ve araştırmalarındaki titizliği ile tanınan Beşir Ayvazoğlu’nun ‘1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikayesi’ isimli anlatısı Kapı Yayınları arasında 282 sayfadan müteşekkil olarak 2016 yılında neşredilmiş, bendeki nüsha dördüncü baskı.Kitaba mevzu bahis fotoğraf, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif
Kimliksiz bir aynada küflenen bir şimdiki zaman ifadesi olabilir "hâlâ". Farsçada şimdi anlamında kullanılıyor bu kelime. Bizde ise uzatılmış bir şimdiki zamanı andırıyor daha çok. Geçmiş zaman telvesi, terler içinde bir avuçiçi çizgisi... Aynaya bakmanın yorgunluğunu hissediyorum, ayna beni sonsuz hafifliğimle taşırken. "Hala"
Anlamsız sözcüklerle dolu satırlar gibi uzayıp gidiyor zaman.
Ağladığım şeylere günü geldiğinde güleceğimi bilecek kadar büyüdüm.
Fakat hâlâ görüyorum binaların duvarlarında dolanan iblisleri!
Kırların çizildiği okul duvarlarıyla buz gibi betonların yaman çelişkileri senin gibi.
Dışı ışıl ışıl evlerin ardındaki çıplak yalnızların soğukluğunda senin gibi!
Yüreğime sahipsiz yağmurlar doluşuyor, acemice ağlaşmalar birikiyor dudaklarımda.
Sıratlar kuruluyor görünürdeki tüm alt ve üst geçitlere.
Seyyar cehennemlere sırt üstü uzanıyor ardında kalan ne varsa.
Feryatları geceleri dolduran kanadı kırık kadınların acılarında da sen varsın.
Mutluluğa konar göçer kırılgan çocukların düşlerinde ben!
-Davut Işık