İşte, bu yalancı dünyanın hali böyledir; insana bazen yokuş çıkartır bazen de indirir. Şu dönen felek oldum olası hep böyledir; insana bazen sevginin balını yedirir bazen de savaşın zehrini. Kimini göklere çıkarır, kimini de düşkün bir halde yerin dibine geçirir. Kimini ta ayın bulunduğu yerden çıkartıp kuyunun dibine sokar, kimini de kuyudan çıkartıp ayın bulunduğu yere kadar yükseltir. Kimini yüceltir padişah, kimini de denizin dibindeki balıklara yem yapar. Ey dünyayı yaratan! Senin bu birbirine uymayan görünüşlerine ne birini sevdiğinden ne de ötekini sevmediğindendir. Bunlar bizim anlayamayadığımız bir hikmetin sonuçlarıdır. Yeryüzünde bütün felaketler de, saadetler de senden! Senin ne olduğunu ben nerden bileyim? Sen neysen Osun.
Sayfa 646
Reklam
Sinema
İran'da sinemanın toplumsal hayata girmesi daha yavaş ve çatışmalı oldu. (...) 1930'larda senaryoları çoğu zaman Ferhat ile Şirin ya da Şahname gibi İran efsanelerine dayanan başka filmler çekildi; çekimlerde zaman zaman Hindistan'daki stüdyolardan yararlanılıyordu. Fakat bu vaatkâr başlangıcın ardından, İran sineması İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar duraklama dönemine girdi. İran'da sinema salonlarının açılması Şeyh Fazlallah Nuri gibi muhafazakâr din adamlarının tepkisini çekmiştir.
Sayfa 79
* Dedi ki: "Ey Türklerin ve Çin’in padişahlar padişahı! Ey hünerli, aydın yürekli ve her şeyin iyi­sini seçen!
* Nihayet, başları savaş duygulariyle dolu ola­rak, kızgınlıkla karaya çıktılar ve Beytülmukaddes’in yolunu tuttular. * Pehlevce konuşulduğu zamanlarda, bu yere Keng-i dej hoht derlerdi.
Dahhak
* Ahçı her gün birkaç keçi ve koyunu ovaya salar, bunlara gönderirdi. * İşte bugünkü Kürt kavminin aslı bunlardan türemiştir ki, bunlar mamur şehir nedir bilmezler.
Reklam
Sultan Mahmud'u övüş
210. "İran ve Turan, ona kuldur. Bu ülkeler onun düşüncesine ve buyruğuna göre yaşıyorlar.
Bütün bunlardan sonradır iki insan yaratıldı. Fakat, hepsinin anahtarı oldu.
Daha orijinal bir durum Şahname ve gelen destansı gelenek konusunda mevcuttur. Resimli yazıların çoğu Moğollardan önce ortaya konmuştur ancak Moğollara kadar olan süreçte el yazmalarında destansı kahramanların yer aldığı çok az örnek vardır. Tam olarak bilinmese de destansı sahnelerin yer aldığı fresk örnekleri de vardır. Buna ek olarak neredeyse hiç bilinmeyen açık olarak XIV. yüzyıla ait Şahname el yazmaları da vardır. Bu durumu takiben İlhanlı eseri olan ya da en azından XIV. yüzyılda İlhanlı etkisinin yoğun şekilde hissedildiği İran'ın efsanevi geçmişini resmeden kitapların gelişim gösterdiği görülmektedir
362 syf.
10/10 puan verdi
II. Osman ve Şahnameler
Bu kitap bilinen siyasi tarih kitaplarına nazaran oldukça farklı bir içeriğiyle benim ilgimi çekmiştir. Elbette akademik bir çalışma olduğu ve bu esaslarda yazıldığından yana bir şüphe yok. Kitabı olağanın üstü bir eser y
İktidar Oyunları ve Resimli Kitaplar
İktidar Oyunları ve Resimli Kitaplar
apan kısmı Firdevsi'nin Şahname'sinin II. Osman döneminde nasıl bir benzerinin II. Osman önde gelecek şekilde devlet-i aliyye'ye uyarlandığı ve Nadiri'ye yazdırdığı Şahname-i Nadiri eseridir. Açıkçası kitap içerisindeki bu eserler hakkında okurken Hotin seferi hakkında okuduğumdan daha çok keyfi aldığım bir gerçektir. Hocanın sanat tarihçisi olması tarih biliminin ancak farklı disiplinlerle bir araya gelerek yapılabileceğine çok güzel bir örnektir. Kitaptaki minyatürler ayrıca dikkate şayandır.
İktidar Oyunları ve Resimli Kitaplar
İktidar Oyunları ve Resimli KitaplarTülün Değirmenci · Kitap Yayınevi · 20127 okunma
Reklam
Aaaaa, kız bugün 8 Mart mii? o günde Firdevsi, Şahname adlı eserini tamamladı 😍 bir de Alman kimyaçı otto Hahn'ın doğum günü 🌹
"Ama o ... Su," dedi Chani. "Öyle denir," dedi Chani. "Giudichar mantene: Şahname'de, ilk yaratılan şeyin su olduğu yazar."
Sayfa 407 - ChaniKitabı okudu
Bahar yüzlü, servi boylu, kamış belli, sülün yürüyüşlü, yasemin vücutlu, gönül çalan, misk kokulu, tatlı sesli…… (Espenüy)
Sayfa 504
İmkanın oldukça, gönlünü neşelendirecek şeylerden başkasına dönüp bakma bile. Saadet anlarından faydalanmana bak. Varlıklı zamanlarında da başkalarına yardımda bulun ki, aydın günlerin kararmasın. Elindekini ye, kalanı da başkalarına ver. Mademki onu sen kazandın, zahmetini sen çektin, ne diye düşmanlarına bırakıp gideceksin. Adaletli Tanrı verdiğinde de cimrilik göstermez. Sen gönlünü hoş tutmaya bak.
Sayfa 496
Hiçbir insan yoktur ki, ölümden başkası için anasından doğmuş olsun. Zaman insanın aldığı soluğu hiç durmaksızın hesaplamakla meşguldür.
Resim