Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 64
Reklam
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 64
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 64
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 64
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 64
Reklam
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın, sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 84
sana geldim! sustum ve yumdum, iki damla ateş düşürdün gözlerime al, uslandur korsan bedenimi!
Sayfa 84 - Libido kokan dizeler
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın, sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 84 - Libido dolu dizeler
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın, sabaha söyleyecek söz bırakmayalım...
Sayfa 84 - Libido dolu dizeler
Reklam
Çok geçmeden Bartı âlemi de İpek Yolu'nun ve doğunun zenginliklerinin farkına vardılar. Bazı bilginler eserlerinde yollar hakkında bilgi vermeye başladılar. Ünlü coğrafyacı Ptolemaios, Suriye'den Çin başkentine yaklaşık 11 bin km yol olduğunu tahmin etmektedir. Ticari mallar İran'dan Baktriya'ya Hemedan, Şahrud ve Merv yoluyla nakledilirdi. Buradan Pamir Dağları aşılarak Taş Kuleye varılırdı. Bu devirde Yarkend, Taşkend, biri de Afganistan'da olmak üzere Üç tane Taş Kurgan var. Ptolemaios'un bildirdiğine göre Doğu Türkistan'dan itibaren yol Kaşgar, İssedon, Scythia, Damna (Karaşar), Serica (Lop), Daxata'dan (Yü-men-kuan) geçer; nihayet Sera Metropolis yani Ch'ang-an'da son bulurdu. V. yüzyılla ilgili bilgi veren Çin kaynağı Pei-shih (Kuzey Tarihi) dört büyük yoldan bahseder. Yü-men-kuan'dan sonra Shan- shan'a (Lop-nor), ikincisi Yeşim kapısından Kuca'ya giderdi. Kaşgar ve Yarkend'de yeni yollar başlardı. Bir ara duraklama devrine giren İpek Yolu II. yüzyıl sonu ve III. yüzyıl başında yeniden canlandı. Bu arada Roma dünyası da Çin'i tanımaya başladı ve Li-ch'ien Roma İmparatorluğu'nun Çin kaynaklarındaki ilk ismi olarak kaynaklara geçti.
Sayfa 163 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Alamut. Yüksekliği altı bin kademi (yaklaşık iki bin metre) bulan bir kayalık üstüne kurulu bir kale. Çıplak tepelerden, unutulmuş göllerden, sarp yarlardan, dar boğazlardan oluşan bir manzara. En kalabalık ordu bile oraya ancak tek sıra halinde ulaşabilirdi. En güçlü mancınıklardan atılan taşlar bile surlarına değemezdi. Dağların arasında "çılgın nehir" lakaplı Şahrud'un hükmü yürürdü; ilkbaharda Elburz'un karları eriyince kabaran ve hızlanan sular yollarının üstündeki ağaçları ve taşları da sürükleyip götürürlerdi. Nehre yaklaşmaya, kıyısında ordugâh kurmaya kalkanın vay haline! Nehirden, göllerden her akşam kalın, pamuk gibi bir sis yükselir, yardan yukarıya doğru tırmanır, sonra yolun yarısında öylece kalırdı. O zaman yukarıdakiler için Alamut kalesi bulut ummanı ortasındaki bir adaya dönüşürdü. Aşağıdan bakıldığında ise "burası bir cin yatağı" dedirtirdi..
Sayfa 117 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Birleşsin yağmur soylu ellerimiz Bırak öpüşlerim ağzını kapatsın
Sayfa 84
Bir an için her şeyi bırakıp kaçabileceği düşüncesi geçti aklından. Korkuluğun üzerinden atlayıp Şahrud'da gözden kaybolurdu. Böylece tüm mesuliyetlerinden de kurtulmuş olurdu. Yalnızca mesuliyetlerinden değil her şeyden kurtulurdu.
Sayfa 196Kitabı okudu
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.