Sana Geldim, Sona
Sende yer yüzüdür gövde bulan Ey Suların sonsuzluğu Bakışlarım demir atsın gözlerinin limanına Fırtınalara yorgun yüreğim ; Sana Bütün Sabahlarım sesinde ağarsin Keder tırmanmasın yüzüme bir daha;Sarmaşık gibi; Öpüşlerin damlasın çöl dudaklarıma Biliyorum; Yüreğim durgun sudur; dindiğim Korku kıyılarımı sildiğim Sana geldim Sustum ve yumdum İki
aramızda kıvrılıp yatan uzaklara i n a t..
ah şahrud, her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!
Reklam
Daha çok şey öğreneceğim..
"Seyduna ve Şahrud" efsanesini bilen var mı? Rivayete göre birbirini seven ancak birbirine kavuşamayan iki nehirmiş... Şahrud, hayat veren ırmak'mış... Seyduna ise Alamut Kalesini çevreleyen 'cennetin içinden geçen nehir'miş... bu yüzden de Alamut Kalesi'nin muhteşem hükümdarı Hasan Sabbah'ın diğer ismi de Seyduna imiş...
Sürgün
Sürgün nicedir seyduna'nın dağlarında kuşlar yerine kurşunlar kanat çırpardı. kurşun, kendi çığlığına uyanır, kendinden utanırdı bu coğrafyada, ki hiç sevmedi sesini, ismini... ölüm arayan, ışığında oturur ağlardı. ne zaman çığlık kopsa, bilirdi, ardı derin susku kuyusu olurdu, bir yaprakta olsun solumazdı hayat. şehirleri birbirine
apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel! bütün parmakların tıkır tıkır işliyor. iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda delice bir yangın parmaklarının buzulunda ah şahrud, her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli! Hakan Yeşilyurt(Acıya Gülmek) Rahmet ve sevgiyle anıyorum youtu.be/2zPZ3PKnD8Y
Reklam
Gülebakan Sonbahar
Yürek oldum doyamadım hasrete Hasret oldum doyamadım bekliye Rakı bastım aç öfkeme her gece Ben hasretin böylesini görmedim Rakı bastım aç öfkeme her gece Ben hasretin böylesini görmedim
Sayfa 143Kitabı okudu
Sabah'a.
Biliyorum sen yine Parmak uçlarında üşüyorsun. Aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını, Ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun. Sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta Ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda. Apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel! Bütün parmakların tıkır tıkır işliyor. Iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk Geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda Delice bir yangın parmaklarının buzulunda Ah şahrud, Her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli! youtu.be/3pg45r20To8?si=...
sana geldim! sustum ve yumdum, iki damla ateş düşürdün gözlerime al, uslandur korsan bedenimi!
Sayfa 84
bırak öpüşlerim ağzını kapatsın.. sabaha söyleyecek söz bırakmayalım
Sayfa 84
Reklam
Firari bir yalnızlığım Su sesi bile ürpertir oldu tenimi Oysa nasıl severdim sesini bilirsin, Tedirginliği baş ağrısı gibi taşırım omzum ortasında. Kuşku aklımı çürütüyor.
Sayfa 24 - seydunaKitabı okudu
510 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fedailerin Kalesi Alamut’ta 11.yüzyıl İranın da, Seyduna Hasan Sabbah ve fedailerinin , gün gün büyüyen ,büyüdükçe içine aldığı herşeyi yakan bir ateş topuna dönüşmesini, Elbruz Sıra Dağları üzerinde ,gürül gürül akan Şahrud Irmağı’nın yanı başında yükselen gizemli kartal yuvası Alamut’un hikayesini eminim sizde benim gibi heyecanla
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,4bin okunma
510 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Seyduna ve Şahrud'un efsanesi... "Seyduna ve Şahrud kavuşamayan iki nehrin yitik öyküsüdür. Seyduna, Alamut Kalesi'nin hükümdarı Hasan Sabbah'a verilen addır. Şahrud ise özünde bir semboldür, yani Şahrud diye birisi yoktur. O toprağın ve suyun ta kendisi olduğu için, hayat verdiği için o ismi almıştır. Cennetin içinden geçen Şahrud,
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,4bin okunma
Nasıl da sarılmanın ustaları Asmada ki şu çıplak dallar, Yuh olsun ayrılınca Kollarını unutanlar.
Sayfa 42 - yurt,seydunaKitabı okudu
" 'ey acı' dedi seyduna, en güzel yaz günümde kırağım, vurgun yanım, göğsümde kırılıp kalan dalım, göğsümün neresidir bitiş yerin"
275 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.