Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Vurgu uğradığı yeri pekiştirir. Tekrar etmek ise hatırda kalmayı sağlar. Yanlışı tekrar edip durmak ve başa kakmak, eğitim değeri olan bir yaklaşım değildir. Maksat, suçluluk hissettirmeden yanlışı göstermek ve bir daha yapılmamasını sağlamaya çalışmaksa; izlenecek yol, yanlışa değil yapılması gerekene ve çözüme odaklanmaktır. Ona olan sevgimizi ve kendi kişisel değerini vurgulayarak yapılan yanlışın beraberce telafisine çalışmak, en makul yaklaşım tarzıdır. Tahrip edici eleştirilerimiz, o şahsı gönül plânında kaybetmemize sebep olabilir. Oysa biz, insanları kazan- mayı hedeflemeliyiz.
A-Cezalandırmada Hâkim Prensipler
1-Cezâ, suçu önleyici mahiyette olmalıdır. Ağır suçlar için hafif cezaların verilmesi, bu maksadı bertaraf eder. Bu sebeple İslâm hukukunda, bilhassa bazı mühim suçlar için ağır cezâlar konulmuştur. Vâkıa bu cezaların tatbiki son derece zor şartlara bağlanmıştır ve İslâm tarihinde de nâdir infaz olunmuştur. Ancak cezaların ağırlığı, bahis mevzuu
Reklam
🌱 NEFS 🌱 ⁠●⁠ Çok kıymetli olmak, cimrilik etmek, haset etmek, nazar etmek, kadın âdet görmek, layık görmemek anlamlarındaki "n-f-s" kökünden türeyen nefs (çoğulu, enfüs ve nüfüs) sözlükte ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek
Şâiri bilmem ama ben, toplumsaldan ziyâde, şahsî mesaja odaklandım..
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile... Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile!
-Halife Meclis’indir,Meclis Halife’nindir diyorlardı. Mustafa Kemal bu konuda demiştir ki: "Asırlardan beri olduğu gibi, bugün de milletlerin cahilliğinden ve taassubundan faydalanarak, dini bin bir türlü şahsi maksat ve menfaatleri için alet olarak kullananlar vardır. Din her türlü masallardan ve yalanlardan sıyrılarak, bilgi ışığı altında aydınlanıncaya kadar din oyuncularına her yerde rastlanacaktır."
Sayfa 101 - PozitifKitabı okudu
Mustafa Kemal "Asırlardan beri olduğu gibi bugün de milletlerin cahilliğinden ve taassubundan faydalanarak, dini bin bir türlü şahsi maksat ve menfaatleri için alet olarak kullananlar vardır. Din, her türlü masallardan ve yalanlardan sıyrılarak, bilgi ışığı altında aydınlanıncaya kadar din oyuncularına her yerde rastlanacaktır." Demiştir.
Reklam
Asırlardan beri olduğu gibi, bugün de milletlerin cahilliğinden ve taassubundan faydalanarak dini binbir türlü şahsî maksat ve menfaatleri için âlet olarak kullanalar vardır.
Asırlardan beri olduğu gibi, bugün de milletlerin cahilliğinden ve taassubundan faydalanarak, dini bin bir türlü şahsi maksat ve menfaatleri için alet olarak kullananlar vardır. Din her türlü masallardan ve yalanlardan sıyrılarak, bilgi ışığı altında aydınlanıncaya kadar din oyuncularına her yerde rastlanacaktır.
Sayfa 101Kitabı okudu
. Insan kendi hayatını incelediğinde şu iki şeyi hemen görür: 1) Yenilmesi imkansız kuvvetli bir rakip ile, yani bütün dünya ile mücadele etmek; 2) Bu mücadelede de kederle hep elele veren zevkleri doğuran şahsi emelleri esas maksat yapmak. Bu acı gerçeği fark edince, insan kendi hayatına son vermeyi ister.
Sayfa 22 - Kutup Yıldızı YayınlarıKitabı okudu
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Reklam
Cinnet sınırı
"Her biriniz, cinnet sınırına varmadan müslümanlığa varamaz." Devamla bu sözün yorumunu şu ifadelerde buluyoruz: "Burada cinnet sınırından maksat şudur: İslam'ı yüceltmek ve müslümanlara hizmet yolunda, şahsi menfaat ve zararına aldırmamak, elde ettiğine veya elden kaçırdığına tınmamak." ("İmam-ı Rabbani, Mektubat (Cilt1. Mektub 163))
İmam-ı Rabbani, Mektubat'ında (Cilt 1. Mektub 163) şöyle bir söze yer veriyor: "Herbiriniz, cinnet sınırına varmadan müslümanlığa varamaz". Devamla bu sözün yorumunu şu ifadelerde buluyoruz: "Burada cinnet sınırından maksat şudur: İslâm'ı yüceltmek ve müslümanlara hizmet yolunda, şahsi menfaat ve zararına aldırmamak, elde ettiğine veya elden kaçırdığına tınmamak." Bu sözün ve yorumunun İslâm'ı ters anlatmakta ısrar eden çağımızda ve din kavramını karmaşıklaştırarak içinden çıkılmaz bir vakıa haline getirme gayreti içinde olan çağdaşlarımız katında yeniden anlaşılması gerekli. Çünkü bugün insanların yapıp ettikleri dinin özünden uzaklaştıkça herkes tarafından kolaylıkla kabul gören özelliktedir. İnsanların Allah'a değil de paraya, kuvvete, ülkülere, elinde imkân bulunduranlara, düşünce adamlarına, şehvete, kendi tasavvurlarına taptık-ları bir ortamda Kur'ân ve Sünnet yolunun ha-yatımızı düzenlemede yegâne unsur olduğunu öne sürmek, bununla yetinmeyip kendi yaşama düzenimizi Vahy'in getirdikleri ve gerektirdikleri doğrultusunda, ondan hiç ayrılmaksızın kurmak yönündeki düşünce ve tavırlar tuhaf, yadırgatıcı, normal dışı görülecektir. Yalnız Allah'a kullukta ısrar eden insan ve insanlara anormal oldukları gözüyle bakılacaktır.
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.