Harika bir kitapla sizlerleyim. Duru ve Uğur bir kaza geçirir. Kazadan sonra Duru, kocası Uğur’un kazada öldüğüne inanmaya başlar. Ona göre kocası ölmüştür ve yerine başkası geçmiştir. Bir yandan evliliğini kurtarmak isteyen Duru, psikiyatr olan Çınar’dan yardım ister. Ve hikayemiz böyle başlar…
Duru haklı mıdır? Yoksa hasta mıdır? Yoksa Uğur mu hastadır? Kim yalancı, kim sahte ya da kim gerçek? Kitabın başından sonuna kadar sorular devam etti ve kendimi bir o haklı bir bu haklı derken buldum.
Kitapta romantizm, psikoloji, gerilim, macera ve gizem…. Ne ararsanız var. Yazar bize hepsi içinde bir paket sunmuş, bize de okuması kalmış.
Kitap su gibi aktı. Keşke hafta içi başlamasaydım diye düşündüm.Çünkü kitabın sonuna kadar meraktan öldüm. Bin tane teori ürettim. Normalde beni her kitap şaşırtamaz ama bu kitap şaşırttı. Bazı teorilerim doğru çıkarken hiç ummadığım yerden gol yedim. Şaşırdım mı? Evet, bu kitabın sonu beni fena halde şaşırttı.
Sözün özü, ben bu kitaba bayıldım. Gerilim ve sorular hiç bitmedi. Yazarın kalemi su gibi akıcı. Bu tarz kitaplar seviyorsanız, hiç düşünmeyin ve hemen okuyun.
Kitaba puanım ise 10/10. En yıldızlısından 10.
~Kitaptan en sevdiğim alıntılar~
“Biz kırılmadık, büküldük… Sevmeyi yeniden öğrenebiliriz.”
~~~~~
Ne kadar sağlıklı bir zihne sahip olunsa da kıskançlık Habil ve Kabil’den beri insanoğlunun baş belasıydı.
~~~~~
Sanki yaşadıkları başkasının hayatını anlatan bir romandan aklında kalanlardı.
