Kâinat hep böyle masmavi nurlar, masmavi esintiler içinde dönüp duracak, güller hep aynı enfes renkleri ve kokuları ile açacak, ormanlar şarkılarını ebediyete kadar söyleyecek, dereler, ışık oyunlarının binbir çeşidini tekrarlayacak, tekrarlayacak; aşk, insanı daima Tanrısına yaklaştıracak, Tanrı daima gönüllere ve dağ başlarına rahmet yağdıracak, fakat insanlar, daima, daima, daima yaşadıkları sürece daima bu güzellikler için, bu aşk için ve Tanrı için gaddarlaşacak, bu zifir gibi karanlık, bu kan, kan, sadece kan kokan faciayı oynayacaklardı.
Görüyor musun ne yapıyorum: Bavulumda boş bir yer kalmış, oraya saman dolduruyorum. İşte, hayat dediğimiz bavul da böyledir: İçini neyle doldurursak dolduralım, yeter ki boşluk kalmasın.