Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nietzsche, büyük Alman şair (ve oyun yazarı, memur, gezgin, aşık, koleksiyoncu, diplomat, dramaturg, romancı) Goethe'den derinden etkilenmiştir: "Goethe bir Almanya değil, Avrupa olayı: Doğaya dönerek, Rönesans'ın doğallığına yükselerek, on sekizinci yüzyılı (Goethe çağını) aşmak üzere ciddi bir geri dönüş girişimi; bu yüzyıl adına, bir tür kendini aşma girişimi. Goethe, on sekizinci yüzyılın en güçlü içgüdülerini kendi içinde taşırdı: duygusallık, doğaya tapınma, tarihsellik karşıtlığı, idealistlik, gerçekdışılık ve devrimcilik (en sonuncusu, gerçekdışı olanın bir çeşidinden ibaret). Tarihten, doğa bilimlerinden, antikçağdan, Spinoza gibi her şeyden önce pratik eylemden yardım aldı; kendini yalnızca kapalı ufuklarla çevreledi; kendini hayattan çekip almak yerine hayatın tam ortasına yerleştirdi; hiçbir şey onun cesaretini kıramadı; mümkün olduğunca fazla şeyi omuzlarına, kendi üzerine, kendi içine aldı. Bütünlük arzusundaydı; mantık, duygusallık, hissetmek ve istenç arasındaki ayrılıkla savaştı; kendini bir bütün olmak üzere terbiye etti; kendini yarattı..."
“Görev başında olmak, salt çalışma değildir, bir özelliktir. Benim her an bir düşünür, bir ressam, bir şair, bir dramaturg, bir jeolog, bir botanikçi ve bir insan olmam gibi.”
Sayfa 145 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şair olmak/Dramaturg olmak
Homeros’un tüm şairlerden daha elle tutulur, gözle görülür bir biçimde betimlemesini sağlayan nedir? Bir o kadar daha fazla bakıyor oluşudur. Şiir sanatı hakkında böyle soyut konuşuyoruz, çünkü hepimiz kötü şairler olma yolundayız. Aslında estetik fenomen basittir; sürekli olarak canlı bir oyun görme ve her daim tin sürüleriyle çevrili olarak yaşama yeteneği yeterlidir şair olmak için; yalnızca, kendi kendini dönüştürme ve başka bedenlerin ve ruhların üzerinden konuşma dürtüsü hissedildiğinde, drama yazarı olunur.
Sayfa 52 - İş BankasıKitabı okudu