Her şair, biraz horoz değil midir ötmesini bildiği için?
Sayfa 239 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4. Baskı, 2013, İstanbulKitabı okudu
“Her şair biraz horoz değil midir,ötmesini bildiği için...”
Reklam
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 hours
1974 yılında yayımlanmıştır. o yılların, siyasi ve kültürel olaylarını yaşatır kıraathane ortamında rıfat ılgaz. meşrutiyet kıraathanesi, dönemini yansıtan her türlü insanı barındırır: emekli komiser, emekli vali, emekli memur, tabelacı, kıraathanenin işletmecisi, çırağı.. ve bunların hepsinin de temsil ettiği bir figür, bir fikir vardır. genellikle emeklilerin takıldığı bu kıraathane, nispeten gençlere de ev sahipliği yapar. Romanın sonunda iş yapmadığı gerekçesiyle işkembeciye çevirilir kıraathane; meşrutiyet işkembecisine.
Meşrutiyet Kıraathanesi
Meşrutiyet KıraathanesiRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2000513 okunma
Bizim dergicilerin, bizim yayınevcilerin, bizim ödülcülerin, bizim eleştirmenlerin egemen sınıftan çok, susturma işinde rolleri olmuştur. Hele edebiyat ticaretiyle uğraşan aydın iş adamlarımız yatırımlarını tehlikeye atmamak için kitabı toplanmış, sürülmüş, içeri atılmış yazarlarla, ozanlarla selamı sabahı kesmek, işlerinin başta gelen gereğidir. Diyelim ki, şair ne olursa olsun susmamak zorundadır. Durmadan yapıt vermelidir. Dergi sahipleri yüz vermez, yayınevleri kitabını basmaz, eleştirmeciler adını anmaz, antoloji düzenleyenler şiirini koymazsa, bu sanatçı durmadan şiir yazarsa ne olur, yazmazsa ne olur. Gelecek yüzyıllara mı bırakacak yapıtlarını? Ernest Fischer: «Toplumsal görevini unutmaması için sanatçıyı uyarmak da toplumun hakkıdır.» diyor. Ben daha da ileri giderek görevidir, diyorum.
Sayfa 122Kitabı okudu
Bize sorulduğu zaman antolojilere mal olmuş bu şairleri sayacak kadar değer bilir olduk her zaman. Oktaylar'ı, Orhan Veliler'i, Sabahattin Kudretler'i, Salâh Birseller'i şair olarak takır takır saydık. Ama onlar bizi şairden saydılar mı? Varsın saymasınlar. Gene de onlara şairdir diyoruz, ama nasıl şair? 40 kuşağı şairi mi? Çağının şairi mi? Çağının koşullarına ters düşen yapıtlarla garip bildirilerle nasıl çağının şairi olabilirler? 1940 kuşağının şairi olabilmek için önce o yıllarda sınırlarımızın dışında büyük bir savaşın bütün dramı ile sürüp gittiğinin farkında olabilmeleri, halkının, bu savaşın getirdiği yoksulluklarla ne denli ezildiğini sezebilmeleri, bu dramın serpintilerini olsun, sanat ürünlerine yansıtabilmek için çaba göstermeleri, bu çaba- dan doğacak sorumlulukları, çileleri göze alabilmeleri gerekmez miydi?
248 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Türkiye'nin hâl-i pürmelali
Karartma Geceleri, kitabı çok fazla beğendiğimi söyleyemem ama okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Karartma gecelerini okumaya başlayınca ülkemizin ikinci dünya savaşı sırasındaki o sıkıntılı, gergin vaziyetini idrak ediyorsunuz, her an teyakkuz halinde olması gereken bir ordu, acaba Almanlar bize de saldıracak mı endişesi ve bu endişeli durumdan en çok etkilenen gariban halk, yiyecek ekmeği karneyle almaya çalışan, evini ısıtma derdiyle yanıp tutuşan, açlıktan hastalıklarla boğuşan ve bu duruma ses çıkarıp hakkını arayamayan arayınca soğuk bir hücrede özgürlüğü alınan, belki de elindeki tek ve en önemli varlığı özgürlüğünü de kaybetme korkusuyla sesini çıkaramayan insanlar. Ama halkın bu sorunları bu sıkıntılarıyla dertlenen bir şair var Mustafa Ural kitabın baş karakteri öğretmen Mustafa Ural halkın sesi olmayı kendine görev edinmiş idealist bir vatandaş, Mustafa Ural halkın çıkaramadığı ses olunca onun sesini kesmeye çalışanlarla mücadelesini bulacaksınız bu eserde.
Karartma Geceleri
Karartma GeceleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 19904,521 okunma
Reklam
445 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.