şairin, "hepimiz ölecek yaştayız" dediği.. alem-i hakikî'ye göçeceğiz ansızın bir gün. koşturmalarımız, yetişmeye çalıştıklarımız, kalbimizi hüzünlendiren meseleler, kafamıza takılan düşünceler, hastalıklarımız, kederlerimiz, kalp kırıklıklarımız... koca bir hiç olacak bizimçün. bir gün ardımızdan dua eden dahi kalmayacak belki de. kubbede hoş bir sada bıraksak dahi haberimiz olmayacak bundan. kısa bir andan ibaret olan fani alemdeki noksanlıklarımızın pişmanlığını götüreceğiz beraberimizde. incittiğimiz insanların âh'larını... ne yarınki planlarımız eşlik edecek bize ne de derd'ettiğimiz dün. asıl mühim olanın üzerine düşmez isek, malayani bizim üzerimize düşer. eziliriz. farkında olmayız ruhumuz kangren olurken. geçip gidecek olana değil baki olana sarılmak gerek... sandığımız kadar kolay olmasa gerek ki sancıyor ruhumuz... sitem ediyor kalbimiz bize.
sö
BANA YAĞMURDAN BAHSETME YAĞDIR.. Ne kalmıştı eskilerden bize... Ara sıra hatırladığımız kimi içimizi acıtan, kimi tebessüm ettiren bir avuç anı... Geçmişte yaşanmaz diyordu şairin biri, bir diğeri "ah kaybettiklerimi geri alabilseydim...". Ve her daim geleceği düşünüyorduk "ne olacak halimiz" diye... Şu an sahip
Reklam
Sezen Aksu’nun o meşhur Kavaklar şarkısını bilirsiniz. “Ah kavaklar; beni hoyrat bir makasla eski bir fotoğraftan oydular. Orda kaldı yanağımın yarısı, kendini boşlukla tamamlar. Omuzumda bir kesik el ki durmadan kanar...” Bizden sonra bu şarkıyı dinleyenler, fotoğrafların basıldığını, basıldıktan sonra saklandığını ve ayrılıklarda, dargınlıklarda, küslüklerde o fotoğraflarda görmeye dayanamadığınız insanları oradan keserek çıkarttığımızı bilmeden şarkıyı dinleyecekler. Çünkü onlar sosyal medyadan fotoğraf silmeyi biliyorlar, buna alıştılar. Bu dinlerken koşup oraya, o kavak ağacının altına gidiverme isteği yaşadığım şarkının sözleri Metin Altıok’a aittir. Hafızam yanıltmıyorsa, eşinden ayrıldıktan sonra gittiği Bingöl’de felsefe öğretmenliği yaparken yazmıştır bu şiiri. Ayrılıklar da fotoğraftan oyulmaktır bir nevi... Sınıfının penceresinden gördüğü kavak ağacına derdini anlatan bir şairin sızısını her kavak ağacı gördüğümde duyarım. Ve o son dize... Acı düştü peşime, ardımdan ıslık çalar... Bazen öyle oluyor, acı peşine düşüyor, ardından ıslık da çalıyor hatta bir serseri gibi ve sen yaşamaya, pencereden bakmaya, şiir yazmaya, öykü yazmaya, işini yapmaya, öğretmeye devam ediyorsun...Metin Altıok Sivas ta otel katliamında yakılarak öldürülenlerdendir. Fazıl Say ı babası arada Metin Altıokun yanına götürür. Fazıl Say da onun anısına bir orotoryo besteler
-aslolan..
şairin, "hepimiz ölecek yaştayız" dediği.. alem-i hakikî'ye göçeceğiz ansızın bir gün. koşturmalarımız, yetişmeye çalıştıklarımız, kalbimizi hüzünlendiren meseleler, kafamıza takılan düşünceler, hastalıklarımız, kederlerimiz, kalp kırıklıklarımız... koca bir hiç olacak bizimçün. bir gün ardımızdan dua eden dahi kalmayacak belki de. kubbede hoş bir sada bıraksak dahi haberimiz olmayacak bundan. kısa bir andan ibaret olan fani alemdeki noksanlıklarımızın pişmanlığını götüreceğiz beraberimizde. incittiğimiz insanların âh'larını... ne yarınki planlarımız eşlik edecek bize ne de derd'ettiğimiz dün. asıl mühim olanın üzerine düşmez isek, malayani bizim üzerimize düşer. eziliriz. farkında olmayız ruhumuz kangren olurken. geçip gidecek olana değil baki olana sarılmak gerek... sandığımız kadar kolay olmasa gerek ki sancıyor ruhumuz... sitem ediyor kalbimiz bize.
sö
Ben Gazze'yim. Bombalarla yok edilen şehir. Ateşlerin ortasında kalan ve yüzleri kandan tanınmayan mazlumların şehid olduğu kentim. Bir bilsen nasıl da yalnızım, ah nasıl da özledim ümmeti. Ben çocukların vahşice öldürüldüğü şehir, kefenlere sığmayan şehidlerin memleketiyim. Şairin müminden yoksunum dediği yerdeyim. Ey Ümmet-i Muhammed, neredesin! Bağrıma binlerce çocuk sığdırdım, yetim kalan, öksüz kalan.. Bilmezdim bende bir gün onlar gibi yetim ve öksüz kalacağımı. Kalacak mı bunca yavrucağın ahı yerde? Vicdanın sızlamaz mı hiç Peygamber'in mazluma merhamet edin diyen sözleriyle? Sahi beni bu denli mi unuttun ey insan! Zalim biri olacak kadar. Ve ben Gazze'yim acıların eşiği. Selam olsun zulmün baş gördüğü Doğu Türkistan topraklarına.
N.
N.
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Reklam
Eylülün kapısında Bir başkadır şairin gönlünde Eylül. Sararan yaprakların yüzüyle olgunlaşır. Her zamanı zamandan bir hatıradır. Geçmişin değişmeyen bir parçasıdır aslında mevsimlerin devri alem olduğu şu zamanda neyi nasıl yaşanılması gerektiğini bilmek gerekiyor. Hayatın kemale ermesi gibiydi Eylül. İnsanın saçlarının beyazlamaya yüz tuttuğu
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.