"İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil... Bütün bunlar kötü resimler gibi... "
Reklam
Yürümek, her gördüğüm nesnenin gerisinde uzun şeyler düşünmek en sevdiğim uğraşılardan biridir. Çoğu kez öyle küçük, ama ilginç olaylar olur ki, bunları gördüğüm an kafamda bir öykü belirir. İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim.
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil...Bütün bunlar kötü resimler gibi...
Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim. Ama hep günlük olaylar zamanı alıp götürüyor, Ya uyku gecikir, ya çok uzar, ya da bir yerden hızla dönmek gerekir. Ya çok ya da az öfkeli olurum. Aranması gerekecek insanlar ve gidilecek yerler vardır. Çocuğa eski masalları günümüze uydurup anlatmak gerekir, kapı çalınır, cam çarpar ve kırılır, aygaz biter, yakıt gelmez, su kesilir ve öyküsü yazılacak sokak izlenimleri silinir. Gene yenileri oluşur... bunları yaşamanın tadı bile yeter insana.
Bahçe denince bizim aklımıza ne gelir? Çi­çekler, kuşlar, ağaçlar, çocuklar, yahut da çocuk gibi insanlar, değil mi? Burada ne çiçekler, ne kuşlar, ne de ağaçlar vardı. Yine de bu süprüntü­lük bir bahçeye benziyordu. Kuşsuz, ağaçsız, çi­çeksiz bir bahçe; yer yer yağmur suyu birikmiş çukurlarda tahtadan, kağıttan kayıklar, bir sürü de çocuklar. . .
Reklam
Çoğu kez öyle küçük, ama ilginç olaylar olur ki, bunları gördüğüm an kafamda bir öykü belirir. İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim.
Sayfa 52 - Yapı Kredi Yayınları
192 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.