376 syf.
·
Puan vermedi
"-Seni, ayakkabimin bagcigini bagladigin gunden beri seviyorum. Bana çozuldugunu bile söylemedin, kendin bagladin. -Bree, o tanistigimiz gündü. -Biliyorum. Benim için her sey o gün basladi." Herkese merhaba S Bugün,
pinarliyorum
pinarliyorum
moderatörlügünde, kalabalik bir ekiple okudugum Romantik Taktik kitabi ile geldim. Kahramanlarimiz Bree ve Nathan liseden beri yakin arkadaglar. Bree, liseden sonra balerin olmak istiyor ama yasadigi sakatlik sonrasi kendini zor geçindiren bir bale egitmeni olabiliyor. Nathan ise ünlü, yildiz bir oyun kurucu. 'Bu isiltili hayati ben segmedim' modunda, yakis kliligi ve zenginligiyle geng kizlarin aklini aliyor. Hayatlarina giren kigilere ragmen Bree ve Nathan evlerinin anahtarlarini birbirlerine verecek kadar samimi ve sürekli görüsüyorlar. Hersey normal seyrinde giderken, Nathan'in sevgilisi 'Bree mi ben mi?' dediginde aldig 'Bree!' cevabryla solugu magazin gazetelerinde aliyor. Sonrasinda yaçananlar gözümde Tarik Akan-Filiz Akin filmi gibi keyifliydi. Nathan'in takim arkadaglarindan aldigi romantik taktikler, reklam anlagmasi igin sahte agik pozlari, Bree'nin grencilerinin verdigi gazlar, arkadasliklari bozulmasin diye sürekli geri durma çabalar... Vaktiniz varsa bir günde bile okuyup bitirirsiniz, ben bayram temizligi yapmama ragmen 2 günde bitirdim Smut sahne olmadan da romantik kitap yazabilmenin dersini vermis resmen @authorsarahadams +18 olmayan geng kizlarimizin da rahatlikla okuyabilecegi; beni eski moda, utangas geng kizlik donemlerime goturen, eglenceli ve kahkaha garantili bir kitapti. Keyifli bir mola isteyenlere tavsiyemdir.
Romantik Taktik
Romantik TaktikSarah Adams · GO! Kitap · 2024135 okunma
Sokrates'in demokraside gördüğü sakatlık kısmen usulle ilgili bir sakatlıktır. Verilen oyları saymak, halkın istediği şeyin aynı zamanda adil bir şey olmasını garanti edermiş gibi.
Reklam
Genetik senfoni, DNA kütüphanesinde yazılı olan nota kitaplarının okunması ile icra edilir. DNA üzerindeki genler bilimde adına asetilasyon, fosforilasyon, ubikinasyon, sümolasyon ve metilasyon denilen karmaşık süreçlerle durmadan değişen bir dinamikle harekete geçer. Bu süreç iç ve dış çevre koşullarından etkilenir. Sadece bunlarla da kalmaz. DNA şifresinden proteine dönüşme sürecinde cümleleri kaleme alan bir yazıcı gibi görev yapan RNA denilen başka mekanizmalarla bu genetik senfoniye, daha da ince ayar yapılır. Yani proteinin ne miktarda sentezleneceği inanılmaz bir hassasiyetle ayarlanır. Bu hassasiyet öyle önemlidir ki örneğin anne karnında yanlış zamanda yanlış ayarlanan bir genin ifadesi, tüm hayat boyu sahip olunacak bir sakatlık ya da hastalık anlamına gelir.
... bu illet ve sakatlık yuvasında ben nasıl kendimi gösterebilirim?
İtaatsizlik Alıştırmaları
Yokluğun berisinde denenmiş olan her şey arasında, şu dünyadan daha acınası bir şey var mıdır? Onu tasarlayan fikir haricinde. Bir şeyin soluk aldığı her yerde fazladan bir sakatlık olur: Olma dezavantajını teyit etmeyen hiçbir çarpıntı yoktur; ten beni dehşete düşürür: Şu adamlar, şu kadınlar, spazmlar sayesinde homurdanan sakatat... ; artık gezegenle akrabalık yoktur: Her an, ümitsizliğimin sandığına atılan bir oydur sadece.
Metis YayınlarıKitabı okudu
720 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitap allahım mükemmeldii. Johnny Kavanagh sen dünyanın en iyi erkek karakteri olabilir misin? Kadınlara karşı o kadar kibar o kadar nazik ve anlayışlı ki her kızın aşık olmaktan kendini alamayacağı birisi. Shannon Lynch benim yaralı tatlı kızım bu hayatta çok acı çekti ve onu tek güvende tutan Johnny'di. Ve tabiki onu en güzel şekilde seven de Johnny'di. Kitap yarı hüzünlü yarı mutlu ve aralarda komiklikler olan, çok akıcı (kitap 700 sayfa olsa bile 2 günde bitirdim),harika bir yazım diline sahip ve kurgusu da bir o kadar güzel. Evet konuya gelirsek Shannon ilkokuldan beri hep zorbalık gören bir minyon zayıf ve maddi durumu düşük olan bir kız malesef. En sonda büyük bir olay yaşanıyor ve ağır yaralar alıyor ve ailesi devlet okulundan Tommen özel kolejine almaya karar veriyor.Johnny ise maddi açıdan güçlü ve hayatını küçük yaşlardan beri en iyi ragbi oyuncusu olmak için adıyor.Ve bir gün büyük sakatlık geçiriyor , önemli büyük bir takımdan alınıp ve Tommen kolejinde daha düşük seviyeli bir takıma alınıyor. Ve Shannon ile Johnny bu okulda karşılaşıyorlar. Shannon tekrar zorbalık yaşamaktan korkuyor, Johnny ise yaşadığı sakatlıktan dolayı iyileşemicek olmaktan korkuyor ve birbirlerinin yaralarını sararken bir yandan ortaya tatlı romantik ve komik bazen de hüzünlü anlar çıkıyor.
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü Bağlamak
Chloe Walsh
Chloe Walsh
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024239 okunma
Reklam
“ Kulaklarımdaki sakatlık insanlarla benim arama bir duvar çekti. Bu duvar kalbimi bütün derinliğiyle açmama engel oluyor... ” ~
Beethoven
Beethoven
Sayfa 36 - İkaros YayınlarıKitabı okudu
Mutlular bazı şeylere nasıl katlanacağını bilemezken sayısız insanın doğuştan sakatlık, sefalet, düşük sosyal statü, çirkinlik, elverişsiz mesken gibi sayısız kalıcı kötü duruma hiç aldırış etmeksizin katlanması ve kapanan eski bir yara misali hiç hissetmemesi bundandır; zira onlar iç ve dış zorunluluğun, durumu değiştirecek bir şeye bırakmadığını bilirler. Hiçbir şey dış zorunlulukla açık seçik bilgi kadar sıkı sıkıya uzlaşmaz.
Tabiatta ruh sakatlığından başka sakatlık yoktur. Kötü kalpten başkasına çirkin denilemez
William Shakespeare
William Shakespeare
Dikkat etmişsinizdir, inançlarının temeli her türlü hakareti bağışlamak olan insanlar vardır, gerçekten de bağışlarlar ama hiç unutmazlar. Ben hakaretleri bağışlayacak kadar iyi değilim fakat sonunda onları unutuyordum hep. Kendisinden nefret ettiğime inanan biri, onu geniş bir tebessümle selamladığımı görünce apışıp kalıyordu. O zaman, kişiliğine göre ya yüce gönüllülüğüme hayran oluyor ya da ödlekliğimi küçümsemeyle karşılıyordu, oysa davranışımın nedeni çok daha basitti: Adını bile unutmuştum adamın. Beni ilgisiz ya da nankör kılan aynı sakatlık, yüceltici bir şey oluyordu o zaman.
Reklam
İşe yaramadığını görene dek günlerce dehşet içinde tepinip mücadele eden, sonra da birdenbire boynunu sakince boyunduruğa doğru uzatan kafese kapatılmış bir file benzeriz. Oğlu hayatta olduğu sürece yakarmalarıyla Yehova' yı sıkıştırıp ümitsizce hareket eden fakat oğlu ölür ölmez bunu bir daha aklına getirmeyen Kral Davud gibiyiz. Mutlular bazı şeylere nasıl katlanacağını bilemezken sayısız insanın doğuştan sakatlık, sefalet, düşük sosyal statü, çirkinlik, elverişsiz mesken gibi sayısız kalıcı kötü duruma hiç aldırış etmeksizin katlanması ve kapanan eski bir yara misali hiç hissetmemesi bundandır; zira onlar iç ve dış zorunluluğun, durumu değiştirecek bir şeye yer bırakmadığını bilirler. Hiçbir şey dış zorunlulukla açık seçik bilgi kadar sıkı sıkıya uzlaşmaz.
Sayfa 18
Eğleniyorlardı yaşıyorlardı ve ben kafamın içinde yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstüne değil altında bulunduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi kitleden ayrılmanın bir hususiyet bir fazlalık değil bir sakatlık demek olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar vazifelerini yapıyorlar hayata bir şeyler ilave ediyorlardı . Ben neydim ? Ruhum bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu ? Şu ağaçlar onların dallarını ve eteklerini örten karlar şu ahşap bina şu gramafon şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler . Her haraketin bir manası vardı ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise dingilden fırlayarak boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum.
223 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Sefaletimiz Korkunç.. Madde, kazanını patlatıp fışkıran kızgın ateşten bir mayi halinde alemde zaferini ilan etmekte; Fabrika bacasının sanki delmek ve yıkmak istediği göklerden rahmet bekleyen kalpler perişan, feryat etmekte; Hiçbir zaman doymayacak midelerden fışkıran ihtiraslar sefalete sefalet katmakta, yeni yeni
İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf
İslam ve İnsan - Mevlana ve TasavvufNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2017521 okunma
"Allah, arşa istiva etti." meselesine dair:
İmam Ebu Hanife bu istiva meselesinde diyor ki: Eğer Allah Arş'a yerleşti, mekân tuttu, âyet-i kerime bunu anlatıyor dersek o zaman şöyle bir soru çıkar ortaya: "Allah Arş'ı yaratmadan önce neredeydi?" Çünkü Arş mahlüktur, muhdestir, sonradan var olmuştur. Allah Teâlâ dışındaki her varlık sonradan var olmuştur. Dolayısıyla İbn
Sayfa 55
Soyluluk bir yozlaşmadır. İlk Osmanlı Padişahına bak bir, bir de Sultan Reşada, son Osmanlı Padişahına bak. Kadınlardan yeni, taze kan aldıkları halde... Her birisinde bir sakatlık... Soylu insan yozlaşmış insandır. Soyluluk yapaydır. Ya insanoğlu toptan soylu, ya toptan soysuzdur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.