"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Rıfat Ilgaz dediğimde aklınıza ilk ne gelir? Tabii ki
Hababam Sınıfı! İtiraf ediyorum okumadım ama çok izledim. Benim gibi sizlerin de izlerken kahkaha ile güldüğüne eminim. Peki Rıfat Ilgaz Hababam Sınıfı'nı neden yazmış ve nasıl bu kadar güldürebilmiş, biliyor musunuz? Buyurun cevabını kendinden dinleyelim.
Soru: ‘’Nasıl bu
💫 Murphy Kanunları 💫
1) "Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir."
2) "Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir."
3) "Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır."
4) "Bir
Resûlullah [sallallâhu aleyhi vesellem] şöyle buyurur:
“Kişi dostunun dini üzeredir. O halde kiminle dost olduğuna dikkat etsin.”
Âlimler bu manaya bakıp şöyle demişlerdir:
“Bir kişiyi gördüğünde, acaba bu nasıl biridir deme, arkadaşına bak. Onun durumu arkadaşımdan belli olur. Çünkü arkadaş, arkadaşın yaptığını yapar.
Yani âlimler kişinin durumuna, arkadaş tanıktır demek istemişlerdir.
Âlimler şunu da söylemişlerdir:
“Arkadaş, arkadaşın huyunu kapar. Haberi bile olmaz.”
Peygamber Efendimiz [sallallâhu aleyhi vesellem] şöyle buyuruyor:
“Kim bir kavme karışıp onlarla kaynaşırsa omlardan olur.”
Yine Resûl-i Ekrem [sallallâhu aleyhi vesellem] buyuruyor:
“Kötü arkadaşlar beraber olan kimsenin durumu, demirci dükkânında oturan kimsenin durumu gibidir. Her ne kadar demirin kıvılcımı kişiyi yakmasada kokusu üzerinde kalır.”
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî [kuddise sırruhû bu manada güzel bir beyit söylemiştir:
“Salihlerle sohbet edersen sen de salihlerden olursun.
Sakın zalimlerin sohbetine gitme, sen de zalimlerden olursun.”
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın. Senin duru denizin benim demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim, Senin kolun kanadın benim, demedim mi?
Dikkat!! Fena halde yaşanmışlık içerir :)
4 yıl önce hiç bilmediği bu yerlere gelen ve hiçbir pişmanlığı olmayan bana, beni anlatan bir kitap, Hakkari'de Bir Mevsim.
zeyneb ile buralardan gitmeden okunacaklar listemizde olsa da, bir kitap buluşmasında okuruz diye niyetimize aldığımız ve Sayın
Kısacık sayfalara sığan bir dolu boşvermişlik felsefesi. ‘Bu derin bir tutku,’ dediklerimizi etrafımız anlamaz, biz de neyi anlamadıklarını anlamlandıramayız ya, işte öyle bir kitap bu.
Konu kopuk ama cümleler güzel ve derin. Ve cümlelerin hatrına sevilen kitaplar vardır ya, öyle bir durum işte..
Kitapta Oğuz Atay havası da var, içsel konuşmaların aslında çok tanıdık olduğuna kanaat getirmeniz mümkündür, ki çoğu insan bu iç konuşmalarla hayata tutunuyor..
Yazma tutkusunda olan bir adamın kopuk bir hikâyesi. Bir sayfada ‘Müzeyyen nasıl çekiyorsun bu adamı,’ diye düşünebilirsiniz, ama sayfayı çevirince de ‘Sakın bırakıp gitme, Müzeyyen,’ diyedebilirsiniz. Böyle de bir kitap.
Karakter bir güldürdü, bir kızdırdı. Sonu da nasıl bitti derseniz, bitmedi. Bazı hikâyeler vardır ya hani, ‘Bitse ne olur, bitmese ne olur?’ Bunun gibi..
Okumak ve izlemek isteyene, kitabın aynı adla 2014 yapımı filmi de var. Filmde konu ön planda, kitapta ise cümleler..
Kitabın kısa olması, bir çırpıda okuma fırsatı veriyor. Yazarın farklı ve özgün bir kalemi var. Kalemini beğenmişken hemen ardından bir kitabını daha okudum. Benim gibi farklı yazar arayışında olan varsa,
SG(Sakın gitme)
BB(beni bırakma)
TAMAM GİT (Gitme seni kaybetmek istemiyorum)
KISKANMIYORUM (Kıskanıyorum hem de deliler gibi)
TAMAM GİT BAŞKA KIZLA KONUŞ(Konuşursan seni gebertirim ,Allah lütfen konuşmasın)
SIKILDIM(İlgi istiyorum)
PEKİ (Tripliyim)
YOK BİŞEY (Var bisi)
SEN BİLİRSİN (Sıkıyorsa yap da göreyim )
YOK NE TRİP ATMASI (Ağır trip)
KIIRLMADIM NİYE KIRILİM(Kalbim çıt pıt)