"Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbub-i Hudâ'dır bu! Nazargâh-i ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ'dır bu. [Edebi terk etmekten sakın! Zirâ burası Allahü Teâlâ'nın sevgilisinin bulunduğu yerdir. Bu yer, Hak Teâlâ'nın nazar ettiği yer, Resûl-i Ekrem'in makamıdır.]
Şair Nabi'nin Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem aşkı
Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbüb-i Hudâdır bu, Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâdır bu! Mura'âti edeb şartiyle gir Nâbî bu dergâha, Metâf-i kudsiyândır, bûsegâh-i Enbiyâdır bu! Edepsizlik yapmaktan çok sakın, burası Huda'nın/ Allah'ın sevgilisinin şehridir. Burası, Allah'ın rahmetle nazar ettiği, Muhammed Mustafa'nın makamıdır. Nâbî, bu dergâha, hürmet ile edebini takınarak gir. Meleklerin tavaf ettiği, peygamberlerin eşiğini öptüğü yerdir burası.
Reklam
"Sakın terk-i edebden, küy-i mahbûb-i Hudâ'dır bu! Nazargah-i ilâhidir, makâm-ı Mustafa'dır bu.
"Sakın terki edebden, kûy-í mahbûb-i Hudâ'dır bu! Nazargah-i ilahidir, makâm-ı Mustafâ'dır bu. [Edebi terk etmekten sakın! Zîrâ burası Allahü Teâlâ’nın sevgilisinin bulunduğu yerdir. Bu yer, Hak Teâlâ’nın nazar ettiği yer, Resûl-i Ekrem'in makâmıdır.] Habib-i Kibriyâ'nın hâb-gâhidır faziletde, Tefevvuk-kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriya'dır bu. [Burası Cenâb-ı Hakk’ın sevgilisinin istirahat ettikleri yerdir. Fazilet yönünden ise Arş-ı Âlâ’nın üstündedir.] Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i adem zâil, Âmâdan açdı mevcûdât çeşmin; tûtiyâdır bu. [Bu mübârek yerin mukaddes toprağının parlaklığından yokluk karanlıkları sona erdi. Yaratılmışlar, iki gözünü körlükten açtı.] Felekde mâh-ı nev Bâb'üs-Selâm'ın sîne-çâkidir, Bunun kandili cevzâ matla-ı nûr-í ziyâdır bu. [Gökyüzündeki yeni ay, O'nun kapısının yüreği yaralı âşığıdır. Gökyüzündeki oğlak yıldızı bile O'nun nûrundan doğmaktadır.) Mürâât-ı edeb şartıyla gir Nabi bu dergâha, Matâf-ı kudsiyandır buse-gah-ı enbiyadır bu [Ey Nâbi! Bu dergâha edebin şartlarına riâyet ederek gir. Zirá burası, büyük meleklerin etrâfinda pervâne olduğu yer olup bu kapının eşiğini, peygamberler bile edeb ve hürmet dairesinde eğilip öperler.]
Sakın terk-i edebden kûy-ı Hüdâ'dır bu Nazargâh-ı İlahidir, makam -ı Mustafa'dır bu
Sayfa 1 - Önsözü, Bu beyt, ecdadımızın, Haremeyn-ı Şerifeyn'e olan tazim ve hürmetinin en güzel ifadesidir
Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-i Hudâ'dır bu! Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ'dır bu. Habîb-i Kibriyânın hâb-gâhıdır fazîletde, Tefevvuk-kerde Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ'dır bu. Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i âdem zâil, Â'mâdan açdı mevcûdât dü çeşmin; tûtiyâdır bu. Felekde mâh-ı nev Bâb'üs-Selâmın sîne-çâkidir, Bunun kandîli cevzâ Matla-ı nûr-i ziyâdır bu. Mürâât-ı edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha, Matâf-ı kudsiyâdir bûse-gâh-ı enbiyâdır bu.
Reklam
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.