"Eğer istemiyorsan hemen gelmene gerek yok," dedi Frodo. "Ama biliyorsun Babalık yakınlarda, sonra Dulhanım Gurultu ona gayet iyi bakar." "Mesele o değil Bay Frodo," dedi Sam ve kıpkırmızı kesildi. "Ee, ne öyleyse?" "Gül, Gül Pamuk," dedi Sam. "Belli ki benim dışarılara gitmemden hiç
"İyi akşamlar Bay Baggins!" dedi. "Sağ salim geri döndüğünü gördüğüme sevindim hakikaten. Ama seninle paylaşacak bir kozum var, öyle derler ya, eğer cesaretim olsaydı. Çıkın Çıkmazı'nı satmamalıydın, hep dediğim gibi. Bütün bu yaramazlıkları başlatan şey o oldu. Siz yabancı yerlerde dolaşıp dururken, Sam'in dediğine göre Kara Adamları dağlarda takip ederken de gerçi neden öyle ettiğinizi de pek açıklamadı ya gelip Çıkınsaçması Sıraevleri'ni kazıp benim patatislerimi mahvettiler!" "Çok üzüldüm Bay Gamgee," dedi Frodo. "Ama geri döndüm işte, her şeyi telafi etmek için elimden geleni yapacağım." "Eh bundan güzel konuşamazdın," dedi babalık. "Bay Frodo Baggins gerçek bir beyhobbit demişimdir hep, bu ismi taşıyan başkaları hakkında ne düşünürseniz düşünün, affedersiniz ama. Umarım Sam de oralarda terbiyesini takınıp seni memnun etmiştir?" "Çok memnun etti Bay Gamgee," dedi Frodo. "Aslında, ister inanın ister inanmayın, artık bütün topraklarda en şanlı kişilerden biri oldu; buradan Deniz'e kadar bütün topraklarda ve Ulu Nehir'in ardında adına şarkılar düzüyorlar." Sam kızardı ama minnettar bir edayla Frodo'ya baktı çünkü Gül'ün gözleri parlıyor ve ona gülümsüyordu. "İnanması azcık zor," dedi babalık, "gerçi garip arkadaşlar edindiğini görebiliyorum. Bunun cepkenine ne oldu? Benim aklım demirden eşyalar giymeyi almaz, ister yakışsın, ister yakışmasın."
Reklam
Herşeyin Sonu
Donen bir bulutun kısa görüntüsü gelip geçti gozlennden, bulutun tam ortasında, ölçülemeyecek kadar derin çukurlar üzerindeki muazzam bir dağ kaidesine oturmuş dağlar kadar yüksek kuleler, burçlar vardı, koca salonlar, zindanlar, uçurumlar kadar dik gözsüz hapishaneler, çelikten ve sert taşlardan açılmış kapılar Sonra hepsi geçti gitti Kuleler
Sam yanına diz çöktü. Belli belirsiz, neredeyse hiç duyulmayacak bir şekilde Frodo'nun fısıldadığını duydu: "Yardım et bana Sam! Elimi tut! Elimi durduramıyorum." Sam beyinin ellerini avuçları birbirine gelecek şekilde birleştirip öptü; sonra da kibarca kendi elleri arasına aldı Frodo'nun ellerini. Aniden aklına şu düşünce geliverdi: "Bizi gördü! Her şey bitti, ya da kısa bir süre sonra bitecek. Evet Sam Gamgee, her şeyin sonuna geldik."
"Ahmak olma Sam Gamgee," diye geldi bir cevap kendi sesiyle. "Bir gün daha böyle devam edemez yola, tabii eğer kıpırdayacak olursa. Üstelik sen de bütün suyu ve yiyeceğin çoğunu ona vererek fazla dayanamazsın." "Ama epey bir mesafe gidebilirim ve gideceğim." "Nereye?" "Dağ'a elbette." "iyi de ya sonra Sam Gamgee, ya sonra? Oraya vardıktan sonra ne yapacaksın? O kendi kendine bir şey yapacak durumda olmayacak." Sam büyük bir üzüntüyle bu soruya verecek bir cevabı olmadığını fark etti. Hiçbir fikri yoktu bu konuda. Frodo ona göreviyle ilgili pek bir şey anlatmamıştı ve Sam belli belirsiz bir şekilde Yüzük'ün öyle veya böyle ateşe atılması gerektiğini biliyordu. "Kıyamet Çatlakları,"diye mırıldandı, o eski isim aklına gelirken. "Eh, eğer Bey onları nasıl bulacağını biliyorsa biliyordur, ben bilmiyorum." "Buyur işte!" diye geldi cevap. "Bu tamamen faydasız. Bunu kendi de söyledi. Ahmak olan sensin, hâlâ ümit etmeye ve uğraşmaya devam ettiğin için. Günler önce yatıp uykuya dalabilirdin bu kadar ısrarcı olmayaydın. Ama yine de öleceksin, ya da daha kötüsü olacak. Şimdi de uzanıp her şeyden vazgeçebilirsin aslında. Zaten en tepeye çıkmanız imkânsız." "Kemiklerim dışında her şeyi geride bırakmak zorunda kalsam da oraya varacağım," dedi Sam. "Üstelik Bay Frodo'yu da bizzat ben taşırım hem belimi, hem de kalbimi kırsa bile. O yüzden tartışmayı kes."
"Keşke son kalan ben olmasaydım," diye homurdandı. "Keşke bizim Gandalf veya başka biri burada olaydı. Neden karar vermek için bir başıma bırakıldım sanki? Mutlaka yanlış bir şey yaparım. Üstelik Yüzük'ü almak öne atılmak falan bana göre değil." "Ama sen kendin öne atılmadın; sen öne sürüldün. Bu iş için doğru ve yerinde biri olup olmadığına gelince, Bay Frodo da yerinde bir seçim sayılmazdı, Bay Bilbo da. Onlar da kendileri yapmadılar bu seçimi." "Eh tamam, bir an önce kararımı vermem lazım. Vereceğim. Ama mutlaka yanlış bir şey yaparım: Tam bizim Sam Gamgee'ye yaraşır bir hareket. "Şimdi bir bakalım: Eğer burada bulurlarsa bizi veya Bay Frodo'yu ve Şey'i üzerinde bulurlarsa o zaman Düşman onu alır. Bu da bizim hepimizin, Lörien'in, Yarmavadi'nin, Shire'ın her şeyin sonu olur. Kaybedecek zaman yok yoksa zaten her şey bitmiş olacak. Savaş başladı ve büyük bir ihtimalle her şey Düşman'ın istediği gibi gidiyordur. O'nu alıp geri dönmeye, akıl danışmaya, izin istemeye vakit yok. Hayır, ya burada oturup beyimin cesedinin yanında beni de öldürmelerini ve O'nu almalarını bekleyeceğim; ya da O'nu alıp yola koyulacağım." Derin bir iç geçirdi. "O halde alalım O'nu bakalım!"
Reklam
90 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.