Türk kültürüne göre; “Hiç düşündünüz mü, neden eşinizin ailesine KAYIN valide, KAYINço, KAYINana, KAYINpeder (kaynata/kayınata) vs. isimler koyulmuştur? Kayın ağacı, eski Kam Türk kültüründe, kutsal ve önemli bir ağaçtır. Kayın ağacı, dünyanın en hızlı kaynayan, birleşen ağaç cinsi olduğundan, Orta Asya, Kam (şaman) Türkleri bu kelimeyi, iki ailenin birleşmesi, kaynaşması anlamında kullanmışlardır... Orta Asya, Kam (şaman) Türkleri bu kelimeyi, iki ailenin birleşmesi, kaynaşması anlamında kullanmışlardır... Kayın eçesi (eçe, eke, ağabey anlamında) zamanla "Kayınço" olmuş. Kayınpeder'deki "peder" kelimesi ise Hristiyanlardan değil, Kayınpeder'deki "peder" kelimesi ise Hristiyanlardan değil, Hintçe-Farsça "baba" anlamına gelen "padar" kelimesinden gelir. Ayrıca Kaynata kelimesi de "Kayın ata" dan geliyor.” Profesör Yılmaz Kurt bu sözcüklerin muhtemelen Arapça kaim (yerine geçen) sözcüğünden geldiğini söylemiştir . Kaimmakam=kaymakam, kaimana=kaynana, kaimbaba=kayınbaba.
Kam
“Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum.” “Ben, ben olduğum için sen, sensin.” Şaman Öğretisi
Reklam
Tahtalı köy
" TAHTALI KÖYE GİTMEK" Eskiden Türklerde Şaman/Kam inancına göre ölünün gömüldüğü yere ağaç parçaları, tahta ile işaretleme yapılırdı... Bu hem mezar yerini belirlemekle hem de ağacın kutsallığını vurgulamak amaçlıydı. Ormanlık alanlarda mezar taşları yerine ağaç parçaları konurdu. Ve ölenle ilgili işaretlemeler de yapılırdı. Anadolu'daki arkeolojik araştırmalarda da birçok mezarda ağaç kalıntılarına rastlanmıştır. Orta Asya'da o dönemki inançlarda annenin dünyaya "kayın" ağacı ile getirildiğine inanılırdı. "Kayın" sözcüğü "kadın" sözcüğünün eski hali olarak bilinirdi. Kayın ağacı kam törenlerinde hayat ağacı olarak sembolize edilirdi. Hayat ağacı inancında, ölmüş ruhlar, yeri ve göğü bağlayan ağaç ile "öbür tarafa" giderlerdi. Günümüzde ölümleri veya öbür tarafa gitmeyi anlatırken kullanılan "Tahtalı köy" ifadesi buradan gelmektedir. M.TEKİN
ŞAMAN/KAM Hazırlayan: M.TEKİN Şamanlık/Kamlık; her ne kadar çoğu kaynakta bir inanç sitemi olarak geçse de aslında doğa ile uyumlu bir yaşam şeklidir. Doğanın her parçasının bir ruhu vardır ve doğanın ruhlarına saygı esastır. Doğanın ruhlarına; dua edilir, adak adanır ve onlardan yardım istenir. Doğa ruhlarıyla bağ kuran kişiye Orta Asya topluluklarında ayrı ayrı isimler verilmiştir. Altaylar “Kam”, Çuvaşlar “Yum”, Kazak ve Kırgızlar “Bakşı” (Baksı/Bahşı), Yakutlar “Oyun”, Yukagirler “Alma”, Türkmenler “Perihan, Falbin”; Altay ve Yakut Türkleri kadın şamana/kama “Udugan” Utahan, Ubahan, Iduan , Kırgızlar “Bübü” (Bibi) demiştir. Ayrıca Dîvânü Lugâti’t Türk’te Kam “qām” olarak geçmektedir. KAM; şifalı otları bilen ve bunları insanları iyileştirmek için kullanan kişidir. Doğa ruhları ile bağ kurmak için kendine özgü kıyafetler giyer, tütsüler yakar ve kendine özgü danslar gerçekleştirir.
“Umay teg ögüm katun kuutınga Kül Tigin er at bultı” (Kültigin/Doğu 3 Umay gibi anam kadının kutu sayesinde kardeşim Kül Tigin er adını elde etti. BİLGE KAĞAN Umay, çocukları ve hayvan yavrularını koruyan bir tanrıçadır. Arkeologların Altaylarda buldukları seramik ürünler üzerindeki resimlerde Umay ana üç
Şaman Türkler ve Osmanlı’da Müzikle Tedavi, MüziğinSağlığımıza Etkisi.🎶 Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde yaşamış, Türkçenin farklı lehçelerini konuşan Türk kökenli topluluklar, çok eski dönemlerden beri müzikle iç içe bir yaşam sürmüşlerdir. Altay Dağları civarındaki kazılarda, en az 4000 yıllık olduğu bilinen mezarlardan ve kazı alanlarından
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.