Samet Onur

Savaş Tam Bir Saçmalıktır
Savaş tam bir saçmalıktır. İnsanoğlu binlerce yıldır aralarındaki ayrılıkları birbirini yok ederek çözmeyi seçmiştir. Birbirimizi yok etmeye kalkmadığımız zamanlarda ise, bir dahaki sefere yok edebilmek için daha iyi bir yol bulmaya muazzam enerji ve zaman harcarız. Şöyle bir düşününce, oldukça tuhaf geliyor.
Sayfa 109
Reklam
İnanca Yapılan Yatırım ve Direnç İlişkisi
Festinger bunlardan ne sonuç çıkarıyordu? Bir inanç kümesine ne kadar çok yatırım yaparsanız -o inanç uğruna ne kadar çok özveride bulunursanız- yanıldığınızı gösteren kanıtlar karşısında o kadar dirençli olursunuz. Asla pes etmezsiniz. Çabanızı ikiye katlarsınız.
Sayfa 100
Alan Bombalamanın Etkisine Dair
Öyle anlaşılıyor ki, insanlar beklendiğinden çok daha zorlu ve dirençli çıktılar. Ve yine anlaşılıyor ki, eğer bir ülkeyi gece gündüz bombalarsanız, bombaladığınız kişiler pes edip inançlarını yitirmiyorlar. Hatta belki de sizden, düşmandan daha çok nefret eder hâle geliyorlar. Alan bombalamayı savunanlar yapılan bombardımanın etkisini tarif ederken şu tabiri kullanıyorlar: Evsiz bırakma. Sanki bir ev içindekilere dokunmadan yok edilebilirmiş gibi. Oysa evim giderse, hükümetime daha bağımlı hâle gelmez miyim ya da hükümetimi destekleme eğilimim artmaz mı?
Sayfa 60

Reader Follow Recommendations

See All
Hava Kuvvetlerinin Savaştaki Gücüne Dair
Fairchild'ın çıkardığı sonuç şöyleydi: "Doğru noktalara isabet eden on yedi bomba tüm metropol bölgesini tümüyle elektriksiz bırakmasa da, enerji dağıtımını önleyecektir!" On yedi bomba! Klasik akla kalsa, tüm şehir bombalanacaktı - bunun üzerine dalga dalga maliyetli ve tehlikeli bombalama akınları eklenecekti. Fairchild'ın göstermek istediği şuydu: Koca bir kenti tek bir darbeyle etkisiz hâle getirmek için aklınızı ve Norden'in bombalama vizörünü kullanmak dururken, buna ne gerek var? Pape bana dedi ki: Kesinlikle tek başına bombacının ya da yalnız hava gücünün savaşı kazanacağına inanıyorlardı. Üstelik savaşı kazanarak, kara ordularının yıllarca çarpışıp durduğu ve insan öğüten siperlerde milyonlarca kişinin telef olduğu Birinci Dünya Savaşı'ndaki gibi bir kitlesel kırımı önleyeceklerini düşünüyorlardı. Donald Wilson'un neden yarı şaka yarı ciddi, Maxwell'de neler döndüğünü bilse Ordu'nun Bombacı Mafya ekibinin tamamını hapse tıkacağını söylediğini şimdi daha iyi anlayabilirsiniz. Bu adamlar Ordu'nun parçası oldukları hâlde, Ordu'nun geri kalanının geçersiz ve eskimiş olduğunu söylüyorlardı. Kanada sınırına, ağır toplar, tanklar ve akla gelebilecek her türlü silahla desteklenen yüzbinlerce asker yığabilirdiniz ama bombacılar bunların ve bütün konvansiyonel savunma hatlarının üzerinden uçarak geçer ve sınırdan yüzlerce kilometre uzakta özenle seçilmiş birkaç hava akınıyla düşmana ağır bir darbe vurabilirdi.
Sayfa 49
İkinci Dünya Savaşı'nın En Pahalı 3 Girişimi
İkinci Dünya Savaşı'nın en pahalı süper girişimi Süper Kale diye tanınan B-2 bombardıman uçağıydı. İkinci en pahalı adım ise, dünyadaki ilk atom bombasını icat etmek ve üretmek için o güne kadar eşi görülmedik yoğun çabalarla hayata geçiren Manhattan Projesi'ydi. Peki ya en pahalı üçüncü proje neydi? Ne bir bombaydı, ne bir uçak, ne bir tank, ne bir silah ve ne de bir gemiydi. Norden'in bombalama vizörü . Carl Norden'in müşkülpesent hayal gücüyle tasavvur ettiği yirmi beş kiloluk analog bilgisayardı. Peki, bir bombalama vizörüne neden bu kadar para harcandı? Çünkü Norden savaş tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü hayallerinden birini temsil ediyordu: 9.000 metreden turşu fıçısını bombayla vurabilsek, orduya ihtiyacımız kalmazdı. Savaş alanları gençlerimizin cesetleriyle dolmaz, şehirlerimiz yerle bir olmazdı. Savaşı tümüyle dönüştürebilirdik. Hızlı, kesin ve neredevse kansız bir hâle getirebilirdik. Neredeyse.
Sayfa 33
Reklam
Reklam
2,829 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.