Çok ince şeyler vardır, o kadar incedir ki bazen gözün, bazen zihnin, bazen hislerin fark edemez. Bu ince şeyin kuramcısı başından beri o inceliği bilir. Ona göre adımlarını atar. Size kötü bir söz söylemez, sesini yükseltmez, bilakis sesini ve söylemini daha da yumuşatır. Çünkü daha kuramın başında incecik bir detayı hesaplamıştır. O detayın en başında, merkezinde ve sonunda senin fikrine saygı göstermek yoktur, senin gerçekten de ne düşündüğünü umursamıyordur, sadece bu kuramla birlikte kendi fikrini, kendi zekasını incecik ayrımla birlikte ortaya dökmeye çalışıyordur. Lütfen, sadece samimiyet diyorum. Örneğin: Ben insanları sevmem, kadınları ve kendimi severim. Kadınlar ve ben; insan-lar olduğumuz için, insanları da severim. Bu örneğin bu konu ile hiç ilgisi yok. Çünkü ben samimiyet istiyorum. (ihtiyar - kızınca!!!)
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET M.NİHAT MALKOÇ Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz
Reklam
192 syf.
5/10 puan verdi
Öncelikle yazarın bir teraspist olduğunu belirtmem gerek.Biraz da o gözle okudum diyebilirim kitabı.Ayrıca okurkende bazı notlar aldım izin verirseniz şimdi sizlerle onları paylaşmak istiyorum gerçi biraz spoiler gibi oluyor ama ben her zaman dediğim gibi burada kitap,dizi,film önermiyorum yorumluyorum tanıtıyorum ! 1-)Sadece manevi din terapisi mi yapıyor bu adam inanmayan birine nasıl yaklaşıyor bu alanda ? 2-)Aldatılan bir kadına adam bir kez daha yaparsa ne yapacağını sen bilirsin ama şimdi şeytana uydu diye affetmesini söylüyor bir kez yapan bir daha da yapabilir eğer bir kez daha yaparsa o kadın terapistine beddua etmez mi? Sonuçta bizim görevimiz bir karar vermesini sağlamak değil sadece rehberlik etmek kararı kendisine bırakması lazım yazar böyle bir olayda bir terapist olarak seçenek sunmak ve kararı ona bırakmak yerine yanlı bir seçenek sunuyor. Ayrıca kadının kadınlık onurunu ve kadının 2.kez aldatılma durumunda neler yaşayabileceğini göz ardı etmiş,Bu duruma sadece dinsel yaklaşmak bence çok yanlış. 3-)Kitapta çok fazla tekrar yapılıyor.Sanki zorla bir fikri sokmak ister gibi.Bir şeyi söyleyip gerisini okuyanın aklıın hidayetine bıraksa daha iyi olurdu diye düşünüyorum. 4-)Son kısımda bulunan kendine yapılan övgüleri koymasuı biraz anlattığı kişiliğe ters düşmüş,reklam sezdim bu konuda kitapta ki bütün samimiyet bir anda kayboldu benim için. Bu eleştirilerim dışında bende maneviyat olarak bir insana çok destek olacak bir şeyler katabilecek bir yetide kitap olduğunu düşünüyorum.
Allah De Ötesini Bırak
Allah De Ötesini BırakUğur Koşar · Destek Yayınları · 20138,3bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İyi insanların devri...Yetimlerin ortada kalmadığı, mahalle kültürünün yozlaşmadığı, babacan kabadayıların devri...  Etrafında oturan herkesin menemene ekmek bandığı, yemeklerin dibinin sıyrıldığı devir... Düşene el uzatılan, evsize ev olunan devir... Kötülerin azınlık devri... Üç sevda vurgunu, bir felek vurgunu... Ah be usta nerden bulup
İyiler Ölmez
İyiler ÖlmezMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20165,1bin okunma
247 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Ve işte en sevdiğim şair; dolayısıyla, bu incelemenin objektif olabilme ihtimali olabildiğince zayıf. Belki yüzlerce farklı yerde gördüğümüz, birçoğu ezberimizde olan şiirler bunlar. Ancak akımının öncüsü olarak yazdığı o güzel şiirleri, yayımlananlar, yayımlanmayanlar, Garip akımından bağımsız olarak eski biçimde yazdıkları; hepsini bir arada bulmak ve daha yakından tanımak Orhan Veli'yi, paha biçilemez. Özellikle şiirlerin yazılış tarihlerinin verilmesi, defterinden aktarılan birtakım eklemeler, kitabı göklere çıkarıyor. Peki ya diş fırçasına sardığı kağıtta bulunan, böylece bazı kısımları okunamayan şiiri? (Sayfa yüz kırk dört.) Ne denebilir ki, işte bu, Orhan Veli. Fakat asıl önemli olan onu şiirlerinde çift taraflı tanıyabilmekti, her ne kadar o, şiirlerini hiç kimseye yazmadığının bilincinde olduğunu iddia etse de. (Sayfa iki yüz altı: "Bütün güzel kadınlar zannettiler ki Aşk üzerine yazdığım her şiir Kendileri için yazılmıştır. Bense daima üzüntüsünü çektim Onları iş olsun diye yazdığımı Bilmenin.") Coşkunluğuma engel olamayıp "Çok seviyorum!" diye bitirmek istiyorum. Samimiyet eşliğinde keyifle okumalar.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 202123,8bin okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Selçuk Aydemir, dizi ve filmleriyle sevdiğim biriydi, kitabı içinse bir yerde denk gelirsem okurum gözüyle bakıyordum. Fakat Twitter fenomenlerinden birisine kitabını hediye olarak gönderdiğinde bir not yazmış, o kişi de bunu paylaşmış, o kadar hoşuma gitti ki hemen satın alıp okudum. Buraya da bir kısmını yazmak istiyorum, belki benim kadar
Mahalleden Arkadaşlar
Mahalleden ArkadaşlarSelçuk Aydemir · Sayfa 6 Yayınları · 20154,552 okunma
Reklam
SAMİMİYET İSTİYORUM ARTIK YORULDUM DİLİ SÜSLÜ AMA YÜREKLERİ BOŞ İNSANLARDAN !!!!!!!!
Samimiyet İstiyorum Artık Boğuldum Dili Süslü Ama yürekleri Boş Kişilerden
Samimiyet istiyorum artık, boğulduk dili süslü, ama yürekleri boş insanlardan..' Nazım Hikmet.
Samimiyet istiyorum artık, boğulduk dili süslü, ama yürekleri boş insanlardan..' Nazım Hikmet.
Reklam
Romantizm pek bana göre değil Osman, olmuyor, yapamıyorum. Şimdi tutup da beni çok üzüyorsun falan filan demeyeceğim. Üzülmek mesele değil çünkü, üzüntülerle nasıl baş edeceğimi biliyorum. Ama bu kadar çok öfkeyi ne yapacağımı bir türlü bulamıyorum. Kavga etsek belki biraz rahatlarım. Ancak kavga belli bir samimiyet gerektirir. Seninle o kadar samimi olduğumuzu düşünmüyorum. Halbuki ben gerektiğinde başımı omzuna koyabileceğim birini değil sinirlendiğimde direktoman kafayı koyabileceğim birini arıyorum. Sana kafa göz dalamadığım için bir türlü sakinleşemiyorum, ben ayrılmak istiyorum Osman.
984 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.