208 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kendimden çok özür dileyerek bitirmediğim bu kitabı read olarak isaretliyorum çünkü haftalardır kendisini okuyamıyorum, kendisi yüzünden başka bir kitap da okuyamıyorum. Zamanımı çaldı. Rüyamda bile gördüm. Gerçekten okumaya çalıştım ama olmuyor. İyi ki para vermemiş de pdf indirmişim. Allah belasını versin. Zamanımı çaldığı ve sinirlerimi
Saplantılı Düşüncelerden Kurtulmak
Saplantılı Düşüncelerden KurtulmakMartin N. Seif · Sola Unitas · 201896 okunma
Anılar ve Günlük Şeyler
Merhaba sevgili. Nasıl olduğunu sorarak başlamak istiyorum. Kaç defa nasılsın sorusunu sorduğumu bilmiyorum ama hiçbirinde de cevap alamadığımı çok iyi biliyorum. Bugün sana çok küçük bir anımızdan bahsetmek istiyorum. Ramazan ayındaydık ve yine yürümüştük. Hatırlarsan yürüyüşlerimiz Ramazan ayının sonuna doğru başlamıştı. Eminim çok güzel bir
Reklam
limonlu dondurma
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111,2bin okunma
Ey yazdıklarımı sessizce dinleyen sayfalarım ve kıymetli yol arkadaşım, Farkındayım, sonbaharda yapraklarını tek tek döken ağaçlar gibi ömrümüzün sayfaları her gün dökülüyor, azalıyor. Size anlatacağım daha çok şey var. Bilirim, dünya gurbet yurdudur. Bu gurbet yurdunda içimizdeki duyguları dökebileceğimiz dert ortağı arkadaşlarımız olmalı, fakat
HAKİKAT AYNASINDA
Ey yazdıklarımı sessizce dinleyen sayfalarım ve kıymetli yol arkadaşım, Farkındayım, sonbaharda yapraklarını tek tek döken ağaçlar gibi ömrümüzün sayfaları her gün dökülüyor, azalıyor. Size anlatacağım daha çok şey var. Bilirim, dünya gurbet yurdudur. Bu gurbet yurdunda içimizdeki duyguları dökebileceğimiz dert ortağı arkadaşlarımız olmalı, fakat
Reklam
Sevgilim, sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki! Ve her gece başka şeyler yaparken, aralar­ da onları sana anlatacağım. Canım, ne an ama! Kısa bir delilik ya da cennet. Böyle devam ederse aklımı kaybedeceğimi biliyorum. Başlarda ne ka­dar soğuktun Nora, hatırlıyor musun? Sen tuhaf küçük bir insansın. Ve bazen çok sıcak oluyorsun aslında.
Sana bir gün hikayemi anlatacağım Vi, dedim. Söz veriyorum ama önce yapmamız gereken bir şeyler var. Beraber mi? Tabii ki beraber.. Macerayı bensiz bitirmene izin vereceğimi sanmadın herhalde? Ama Herbie, aşırı tehlikeli olacak. Şapkamı düzeltip, duruşumu dikleştirerek "Seninle gelmem için daha da fazla sebep işte! dedim. Violet Parma, sen gelip kayıp eşya büroma sığındın ve bir daha kaybolmana izin vermeyeceğim. Davanı aldım ve sonuna kadar götüreceğim.
Sayfa 246Kitabı okudu
"Aslında yapmayacağım!" dedi Alice, konuşmanın konusunu değiştirmek için büyük bir aceleyle. "Köpeklerden hoşlanıyor musun?" Fare cevap vermeyince Alice heyecanla devam etti: “Evimizin yakınında öyle güzel bir köpek var ki sana göstermek isterim! Küçük, parlak gözlü bir terrier, bilirsin, ne kadar uzun, kıvırcık kahverengi saçlı! Ve fırlattığınızda bir şeyler getirecek, oturup akşam yemeği ve daha birçok şey için yalvaracak - yarısını hatırlamıyorum - ve biliyorsunuz bir çiftçiye ait ve o da çok faydalı olduğunu, yüz pound değerinde olduğunu söylüyor! Bütün fareleri öldürdüğünü söylüyor ve... aman tanrım!" Alice üzgün bir ses tonuyla bağırdı: "Korkarım yine onu gücendirdim!" Çünkü Fare elinden geldiğince ondan uzaklaşıyor ve havuzda büyük bir gürültü çıkarıyordu. Bunun üzerine yavaşça seslendi: "Fare canım! Tekrar gel, eğer sevmiyorsan kedi ya da köpek hakkında da konuşmayacağız!” Fare bunu duyduğunda döndü ve yavaşça ona doğru yüzdü; yüzü oldukça solgundu (Alice tutkuyla düşündü) ve alçak, titrek bir sesle şöyle dedi: "Kıyıya gidelim, sonra ben." Sana geçmişimi anlatacağım ve neden kedilerden ve köpeklerden nefret ettiğimi anlayacaksın. Gitme zamanı gelmişti, çünkü havuz, içine düşen kuşlar ve hayvanlarla oldukça kalabalıklaşmaya başlamıştı: Bir Ördek, bir Dodo, bir Lory, bir Kartal Yavrusu ve daha birçok tuhaf yaratık vardı. Alice yolu gösterdi ve tüm grup kıyıya yüzdü.
Sahaflar Çarşısının Târihçesi, Çarşı Esnafı ve Sahaflık
youtu.be/TW3RUcX2V_4?si=... Sene 41'mi oldu şimdi? Evet. O seneler de harb seneleri. Evet, harb seneleri. Askerliğiniz nerede yapdınız? Askerliğimi evvelâ Hadımköy'de yapdım. Ondan sonra Çankırı'ya gitdim. Çerkeş'e gitdim. Onu da hep kitaplara yazdım, nasıl gitdiğimi filan. Açdık, on beş gün oldu
Reklam
320 syf.
6/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Beklenmedik son...
Kitap genel olarak Beyza'nın diğer kitaplarına göre meraklıydı. Olay örgüsü olsun, karakterlerin kişilik özellikleri olsun diğer kitaplarına bakılırsa oldukça iyiydi fakat bazı betimlemeler, diyaloglar beni oldukça bunalttı. Diyaloglar bir anlam ifade etmiyor, sürekli birbirini tekrarlıyordu. Yazar bazı duyguları iyice anlatacağım diye o
Kalp Muhafızı
Kalp MuhafızıBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20231,331 okunma
Mina Urgan'ın gözüyle Sait Faik'in aşk hayatı
Sait Faik’i 1940’ta Nurullah Ataç sayesinde tanıdım. Benim gibi Büyükadalı olan Nurullah Beyle, iskeleye inen yolun sağındaki kahvede otururken, Burgaz’a gidip Sait Faik’i görmemizi önerdi. “O da kim?” diye sordum. “Türkiye’nin en iyi hikâye yazarı” dedi. Daha sonraları Sait Faik’i okur okumaz, bunun ne denli doğru olduğunu anladım.