Bir de baharlar bilirim
Apartman odalarında buyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği
Anadolu bozkırlarında
İstanbul'dan çıkıp Diyarbekir'e doğru
Tekerleri
Yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen
Cesur otobüs pencerelerinden
Bilinçsiz bir bakış kayması ile görülen
Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında
Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının
Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen.
Müslüman yürekler bilirim daha
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
Eller bilirim haşin hoyrat mert
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
Her kırışığı sorulacak bir hesabı
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.
``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim.
5. Özellikle Risaleler kitabı dikkate alındığında onu destani tarzda da yazan bir şair olarak görebiliriz. Bu sebeple bu metinlerde tahkiye unsurları ağır basar ama şiiriyet asla kaybolmaz. Kitabı oluşturan “Aşk", "Tabiat”, “Ölüm” ve “Savaş Risaleleri" aynı zamanda Erdem Bayazıt şiirinin genel omurgası ve öne çıkarılan temalar açısından da önem taşır. Yine bu metinlerde "Erişirdi Onun eli / Yeryüzünün neresinde / Bir Müslüman / Dara düşse" örneğinde görüldüğü gibi Hz. Peygamber'e ve İslâm tarihine atıflar yaparak şiirini bugünden geçmişe taşır fakat bu durum bir geçmişe sığınma değil, oradan alınacak ilham ve ruhla geleceğe yürüme şeklinde okunmalıdır. Ayrıca onun bu bakış açısında "Bir ucundan dünyanın öbür ucuna / Kan olup dolaşan damarlarımda / Arabistan'da Pakistan'da Türkistan'da" söyleyişinde görüldüğü gibi coğrafya da genişler. Bu da onu evrensel duyarlıklı bir şair olarak görmemizi gerektirir. Şu söyleyişler bunun bir örneğidir: "Bir yüzüm Batıya dönük / Bir yüzüm Doğuya! Arkamda bütün yönler / Önümde Kıble! / Başımın üstünde / Gökyüzü! / Altında ayağımın / Yeryüzü!" Yine bu bağlamda “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" ve "Sürüp Gelen Çağlardan" şiiri de yine destani niteliğe sahip şiirler olarak anılmalıdır.
Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin Insanlarına Dair - Erdem Bayazıt
``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim.
Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan
Kırk ikindi saymalıyım