Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlak tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım. Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekalâ bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor, ya denizin
Sana Benzemeyeni Seveceksin...
Hepimiz birbirimize benzeseydik, düz bir toprak gibi olurduk, suların kımıldamayacağı gibi duygularımız da kıpırdamazdı. Herkes birbirine benzeseydi kimse kimseyi sevmezdi, aşık olmazdı. Aşkı, farklılıklar yaratıyor, bunu anlamak kolay. Ahmet Altan
Reklam
Çikolata renginde bir yaprak, çağla bademi renkli bir keçi gördüm. Birisi arkamdan: - Hişt, dedi. Dönüp baktım. Yolun kenarındaki daha boyunu posunu almamış taze devedikenleriyle karabaşlar erik lezzetinde bana baktılar. Dişlerim kamaştı. Yolda kimsecikler yoktu. Bir evin damını, uzakta uçan bir iki kuşu, yaprakların arasından denizi gördüm.
Sayfa 66
Ahmet Altan
"Sana benzemeyeni seveceksin."
Hişt Hişt!
Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlak tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım. Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz ol¬ması, pekâlâ bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı... Ya otların yeşili mor, ya
Benzemeyin
Bu da Tanrı'nın buyruğu çünkü: "Sana benzemeyeni seveceksin."
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.