(sanırım bu kıssada fabrika sahibi=tanrı, alt sınıf işçisi=tanrının yarattığı insan.)
bir fabrikamın olduğunu düşündüm, devamında tüm kuralları koyduğumu da düşündüm.
alt sınıftan(?) bir işçi çıktı ve bana dedi ki; ''biz yedide değil, onda geleceğiz; biz ne dersek o olacak. fabrikada bizim kurallarımız geçecek.''
bu durum
Bir fabrikanız olduğunu düşünün ve tüm kuralları koyuyorsunuz.
Alt sınıftan bir işçi çıktı dedi ki biz 7 de değil 10 da geleceğiz, biz ne dersek o olacak fabrika da bizim kurallarımız geçecek dedi.
Bu durum, Tüm sisteme bildiğiniz çomak sokarak tüm işleyişi bozar.
Şimdi Allahın yaratmış olduğu bir dünya da sizler kulların koymuş olduğu kuralları , yasaları koyarsanız.
Allah'ın koymuş olduğu düzeni kaosa sürüklersiniz.
Bu sefer ne olur tecavüz ederler içeri de yatmakla kalırlar.
Suçsuz yere adam öldürürler yine içeri de 10 15 yıl yatar çıkar.
Ateş ise düştüğü yeri yaktığı ile kalır.
İşte görüyorsunuz sistem yürümüyor ve yürümeyecekte .
İster laiklik deyin , ister demokrasi deyin ister onu deyin bunu deyin
Allah'ın kanunlarını uygulamadan hiçbir sistem yürümez. Göreceksiniz.
Şeriata çıkmış edepsizin birisi küfür ediyor.
Sen değil siz değil 7 sülaleniz de gelse İslamın koyduğu kurallar bu ülkede olacak.
Çünkü Allah'tan geldik Allah'a dönüyoruz.
Tüm denge ve sistem ona dönmek zorunda
Küfür edenler için de misal..
Rıza Tevfik Bölükbaşı aslında güzel söylüyor bunlar ve bunun gibilere
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Kuşkonmaz dallarına astım kendimi
Sedir ağaçlarına gül yapraklarına
Başımı taşlara vurdum
Gözbebeklerimde büyük camlar parçalandı
Tanrısal duygular içindeydim
Bütün tanrısızlığımdan uzakta
Bir kemiklerinin sertliğini aldım
Bir teninin aklığını
Sonra sıcaklığını dudaklarının
Gel bak
Sana bir tanrı getirdim
Gel bak
Bir tanrı yarattım senden
kuşkonmaz dallarına astım kendimi
sedir ağaçlarına gül yapraklarına
başımı taşlara vurdum
gözbebeklerimde büyük camlar parçalandı
tanrısal duygular içindeydim
bütün tanrısızlığımdan uzakta
bir kemiklerinin sertliğini aldım
bir teninin aklığını
sonra sıcaklığını dudaklarının
gel bak
sana bir tanrı getirdim
gel bak
bir tanrı yarattım senden.
Benim de bir insan tarafım vardı.
Bakma böyle kötü olduğuma.
Benim de dileklerim vardı.
Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan.
Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi.
Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde.
Büyük dertler için benim ellerim
Anlamıyor musun?
Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar
Ben sevilmediğimden böyle çirkinim..
yüzümde beş bıçak yarası
bir org çalınır gibi yanıbaşımızda
öyle kendinden geçmiş, öyle başıboş
öyle derin duygular içindeydik, anlatılmaz
sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi
aldığını geri vermez dalgalara
görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda
tatmadığımız yemişlerden tattık; günahkar olduk
alevden bir tasta eridi günler
bir cehennem
Benim de bir insan tarafım vardı
Bakma böyle kötü olduğuma
Benim de dileklerim vardı
Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan
Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi
Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde
Büyük dertler için benim ellerim
Anlamıyor musun
Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar
Ben sevilmediğimden böyle çirkinim.
chopin'in cenaze marşı çalınıyor
ölüler ayağa kalktı
görüyor musun
şu soldan ikinci benim
senin yüzünden öldüm
şimdi seni getiriyorlar karanlığıma
ağlıyorum
biraz sev beni
gül biraz
yaklaş biraz
seni affediyorum