(...) Annemin öldüğü gece kazıdım kafamı! Kazıdım kafamı kafatasıma kadar! Siyah bir tişört giydim, siyah bir pantalon siyah çoraplar ve siyah botlar Simsiyah bir palto giydim! Simsiyah bir gece giydim yüzüme! Sana geldim yas tutar gibi Sana geldim yağmur altında, bütün atları yaralı bir posta arabası gibi Annemin elini öper gibi öptüm seni dudaklarından 'Beni annemin yanına gömme sakın' dedim sana 'Beni hiç gömme, ben hep burada kalayım' 'Bu evde çürüyeyim senin ıhlamur kokan yatağında' 'Bu evde dökülsün etlerim yaz'ı kırarak sonbahara başlayan bir ağacın döktüğü yapraklar misali' Annemim elini öper gibi öptüm yine seni dudaklarından sonra alnıma götürdüm dudaklarını ince ince, kibarca ''Affet beni anne' dedim 'Affet, tüm bunlar bir ölünün hayatta kalma heyecanından!'
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Reklam
Artık olamayacağını biliyorum. Aşk benim kalbimi yakıyor, seninkini yalayıp geçiyor. Ben tam merkezine koyuyorum aşkı hayatımda, sen başka bir şeyin yerine koyuyorsun. Bana evlenme teklif ettin, reddettim. O gece sana geldim, bu defa sen reddettin. Aşkı ve ahlakı tartıp durdun aylar boyunca. Gerekçelerini, savunularını, ithamlarını, infazlarını sıraladın; sanığı da savcısı da yargıcı da sen olan bir mahkemede yargılayıp durdun kendini defalarca. Hangi yanın haklı çıksa, bu davanın öbür yanından yara aldın. Çünkü ne yeteri kadar âşık ne de yeteri kadar ahlaklıydın. Oysa aşkın yeterince’ si olmaz benim için hiç olmamış sevgilim. O ya vardır ya yoktur. Hududu, temkini, itidali, tazmini olursa zaten aşk olmaz. Var olduğu müddetçe vardır o. Ve var olduğu müddetçe de tek biçimde tek hacimdedir…
Emel Mathlouthi - Naci En Palestina: youtu.be/VTskSD7_rRg adsız yerlerden geldim toprağım yok anavatanım belirsiz ateşler yakıyorum parmaklarımla ve sana şarkılar söylüyorum kalbimle yürek telim gönül yakıyor Filistin'de doğdum yerim yok, toprağım yok, yurdum yok böyledir, bizim kadınlarımız acınla şarkını söylediğinde seni darmadağın eder...
"Bambaşka yerlere gidiyorken, kalktım sana geldim."
Kan ter içinde gece Kan ter içinde her yanım Her yanım bu gece vurgun içinde Kurşun yemişim, sürgün yemişim Bu sana ilk gelişim Vur emriyle düşmüşüm kapına Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Reklam
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim SEZAİ KARAKOÇ
6 KELİME Sadece 6 kelime kullanarak duyguları harekete geçiren bir hikaye yazabilir misiniz? Arkadaşlarıyla iddiaya giren Ernest Hemingway yazdı ve böylelikle bir akımın başlamasına sebep oldu. 10 kelimeyi geçmeden anlamlı bir hikaye yazacağına 10 dolarına iddia giren Hemingway bir peçeteye şunu yazdı: “For sale: baby shoes, never worn” yani
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Reklam
Gecenin bir yarısı ,nedensiz yere terleyerek uyanmıştı.Oysa ki odası Aralık ayının soğuk ayazı ile doluydu.Akşam şömineyi yakmaya erindiğini anımsadı.Nefes alışverişlerinin düzene girmesi için yavaşça yatağının için de oturmak üzere doğruldu.Şimdi uykusu açılmaya ve odasında olmasının bilincine varıyordu ki karşısında ki gölgeyi fark etti.Zifiri karanlık olmasına rağmen göz göze geldiklerinin farkına vardı.Bir an ne yapacağını şaşırdı.Evde yalnız olduğu düşüncesi, hızla beynine kurşun gibi çarptı.Gölge sadece nefes alıyordu hırıltılı sesi de bir şekilde ona eşlik ediyordu.Ne yapması gerektiğine bir türlü karar veremedi.Bağırsa kim sesini duyacaktı,şehir dışında birbirine uzak olan bir kaç villanın tam ortasındaydı.Keşke ,Murat'a bu kadar kızgın olmasaydım şimdi apartman dairemizde sıcacık yatağımızda güven içinde uyuyor olurdum ,diye düşündü.Birden panik olmadığını ve korkmadığını fark etti,bu daha çok dehşete düşmesine sebep oldu.Gölge yatağın ayak ucun da hiç hareket etmeden onun ilk hamleyi yapmasını bekliyor gibiydi.Aradan kaç saniye geçti bilemedi,gölge ona doğru bir iki adım atınca gayri ihtiyari olduğu yerde büzüldü.Saçlarının çekilmesi ile ,gözyaşları yanağından akmaya başladı,bu gerçek olamazdı,kesinlikle rüyadayım diye düşünürken; gölge kulağına doğru eğilip,"Bunca yıl sonra sana kendimi hatırlatmaya geldim,eminim sana yaşattığım her anı özlemişsindir," dedi....
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.