Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben zaten İçi geçmiş bir hevesle Yarım kalmış bir niyetin Arasında ıskalandım Pişmeden yandım Son sözüm sana yine de Üstesinden gelemedim Bu yaşamak sınavının Bağışla...
GELEMEDİM SANA
Kime baksam taze bir kız çocugu gülüşü var üzerinde Bütün umut püskülleri nihavent bir hava içinde Gelemedim sana ne kadar yazık bir tınısın içimde Uzak ülkeler getirecektim baharlarına Ve boynuna sarılacaktı taze gelincik avazları da Unutulmuş hüzünler duragında Varamadım sana, içimde yazık bir nakarat gibi duruyorsun hâlâ Bin yüzlü ihtimaller var kulağımda Beklerim bekliyorum her umudun başında Kavuşan muammalar, belkide duvarlar var aramızda Gelemedim sana, içimde çok yazık bir tınısın hâlâ.
Sayfa 16 - Liman YayıneviKitabı okudu
Reklam
Sana gelemedim Çünkü benim bu şehirdeki yaşanmışlıklarım Hiçbir zaman valizime sığmadı.
Sayfa 43 - DokuzKitabı okudu
+Sana haber gönderdim, ulaşmadı mı? –Ulaştı. +Öyleyse niçin gelmedin? –Gelemedim...
Aişe (Allah ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre bir gün peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)'e Ey Allahın peygamberi Uhud gününden daha şiddetli bir gün yaşadın mı? diye sordum. Şöyle cevap verdi. "Evet senin kavminden çok kötülük gördüm. Onlardan gördüğüm sıkıntının en şiddetlisi Akabe gününde idi. O gün ben Taifli Abdü Külalin oğlu İbni Abdu Ya'lile sığınmak istemiştim de beni kabul etmemişti. Bende geri dönmüş, derin üzüntüler içinde dalgın dalgın yürüyüp gidiyordum. Karn'üs Sealîbe varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırıp baktığımda bir bulutun beni gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca bulutun içinde Cebrail'i gördüm. Cebrail bana seslenerek Allah kavminin sana ne söylediğini ve seni himayeyi nasıl reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapabilmem için sana dağlar meleğini göndermiştir. Bunun üzerine dağlar meleği bana seslenerek selam verdi. Sonra da: "Ey Muhammed kavminin sana ne dediğini Allah işitti. Ben dağlar meleğiyim ne emredersen yapmam için Allah beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun? Dilersen Ahşabeyn denilen şu iki dağı onların başına kapatıvereyim dedi. o zaman ben "Hayır Allah'ın onların soylarından sadece Allah'a ibadet edecek ve ona hiçbir şey ortak koşmayacak kimseler çıkaracağını ümit ederim dedim." (Buhâri Bed'ul halk 7, Müslim cihad 111)
Reklam
Gelemedim, kendimi gönderdim sana Nasılsın, inşallah iyi
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
"Leyla, hani yunuslar ağladığında ölürlerdi? Bir okyanus aktı gözlerimden, hala buradayım, sana bir adım gelemedim ben."
Reklam
Yahyâ Kemâl, "Yarın huzûr-i Kibriyâ'ya vardığımda Yâ Rabbi! Sana bol itâat ve ibâdet hamûlesiyle gelemedim. Getirdiğim şunlar: Dostlarım ve şiirlerim! diyeceğim." dermiş.
Sayfa 51
Sana gelmek istedim Çünkü beklemek bu sefer Her şeyden daha ağır gelmişti. Sana gelmek istedim Çünkü herkesin metrekarelik alana sahip olduğu kalbimde senin ülken vardı. Sana gelmek istedim Çünkü ellerinin dokunduğu yerlerde çiçekler açardı Ve ben boynundaki kokuya bir ömür heba etmeye razıydım. Sana gelmek istedim Çünkü uçurumun kenarında olsam bile Senin verdiğin his bulutların üstüne düşmek gibiydi. Sana gelemedim Çünkü benim bu şehirdeki yaşanmışlıklarım Hiçbir zaman valizime sığmadı.
Ahmet Yavuz, Zaten Kırılmış Bir Kızsın
Sana gelemedim çünkü benim bu şehirdeki yaşanmışlıklarım hiçbir zaman valizime sığmadı.
Ahmet Yavuz, Zaten Kırılmış Bir Kızsın
Sana gelemedim. Çünkü benim bu şehirdeki yaşanmışlıklarım, Hiçbir zaman valizime sığmadı..
311 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.