Masal bu ya, tilkiyle aslan birlikte seyahate çıkmışlar.
Heybelerini eşeklere yüklemişler, bir de güzel kurulmuşlar, dağ bayır sürmüşler.
Her işi sırayla yapmak üzere aralarında anlaşmışlar. Geceleri kamp kurunca, ikişer saat ara ile içlerinden biri çadırın etrafında elinde silahla dolaşır beklermiş.
Günlerden bir gün kayalarla çevrili bir vadiye
Sana gelince, sevimli baldızım,
İsteğini karımın çıkarları için reddediyorum,
Çünkü bu beye sözlüdür o,
Ben de kocası sıfatıyla karşıyım evlenmene.
Kendine koca arıyorsan, bana göster işveni,
Bizim hanım söz kesmiş!
bazı kadınlar makyajını ağlayarak temizler.
bazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır beyler.
oraya ilk ayak basan adam, ayağını çekip gitmeye kalkışırsa eğer;
mayın patlar,
kadın dağılır,
adam ölür, kadının sol göğsünde.
sonra bir daha kim gelip giderse gitsin sol göğsün altındaki kente,
asla aynı etki yaşanmaz.
bir mayın bir defa patlar
Hakkında ihtilafa düşülen kötülük problemine gelince, şöyle açıklamaya çalışalım. Nefis öncelikle hayra eğilimlidir, daha sonradan işler değişir ve tersine döner. Buna örneğimiz şöyle olsun: Birinden ödünç aldığın bir bineğe binmektesin. İhtiyaçlarını giderip işini gördükten sonra geri getirdiğin bu binek, söz dinlemeyen oldukça zor bir hayvan
Bizim daha anlayamadığımız ve kavrayamadığımız nice hakikatler var. Evet, düşünüyoruz fakat anlam veremiyoruz bazı şeylere. Anlam veremediğimiz şeyler, anlamsızdır anlamına gelmez. Hz.Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde tembel birinin hikâyesinden bahsedilir. Hikâye belki çok konuyla ilgili değil;
ama bazı gizli hakikatleri bir nebze anlama adına sizlerle