Beynime hükmeden, yüreğimin o gizemli sesine kulak verdim ve geldim. İşte herkes burada, gidip gelenler o kadar çok ki, bir tek sen yoksun. Yalnızım, etrafta kimseler yok, her yer bomboş, geldim ve gidiyorum. Silahım, mermilerim, buyruklar, sürüyüşler, eğitim ve bu küçük defterim... Defterim, düşlerimden, düşlerimizden yadigar kalan... Güneş doğuyor, güneş batıyor, günler günlere ekleniyor, her şey eskiyor. Bir tek senin düşlerin, senin anıların canlı kalıyor. Senden kalan her şey çok diri. Bak doğa diriliyor. Duy bak, kuşlar cıvıldaşıyor, hafif bir yel türkü söylüyor, su gürül gürül akı yor... Bahar gelmiş her yere. Her şey birlikte geçirdiğimiz günler gibi coşkulu... Hatırla bir, tol diyordun sen, bense tov diyordum. Tol diyordun sen, dol diyordum ben. Tol'un tov oldu, tov da doľa dönüştü. Tov'un izleri yeşerdi içimde. Tov boy verdi, dol oldu. Ama dol buyümedi Jiro, büyüyemedi işte. Onu vicdansız bir doktorun muayenehanesinde bıraktım. Doľu öldürdum. Bedenimden bir parçayı koparıp attım. Niçin biliyor musun, sana ulaşmak için! Geldim işte. neredesin?"