EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Piraye
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
Reklam
Aşıkane
Geceye hey dedim Bir bulut beyaz aydınlık geçiyor ve ben görüyorum Belki yalnızlık Kâğıt gibi bir kadın sana bakıp gülüyor Demek sen daha güzelsin gökyüzünden artık Sokakları bembeyaz evleri geçiyorum Bir koşu bir rüzgârı alıyorum Karanlık Bir kenttesin ve var ta ne zamanlardan beri O zamandan trenler evler geçiyor Kapanık Aşkın ki hiç durup dinlenmek nedir bilmiyor Aşkın ki anlatılamaz ihtiyar ve yıkık Nice nice yaşamalara açılmışsındır Nice yaşamalar ki kalmıştır yarım buruk İşte Adakale Sokağındayım ve birden Benim işte dünya kadar güzel ağzın artık Durup bir yıkık aşk dedim İlhan Berk bir yıkık aşk Şimdi o şiirlerde senden kalan ancak
Sayfa 39
Ruth
dur ruth, aşkın karanlık yüzünde dur, öylece. hep. böyle dursun aşk her zaman hayatında. karanlık yüzünde dur aşkın, sus. tamamı buydu, de. bütün yavanlığıyla süren insanların kuytularında kal. orda kal.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni : bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti.... Parmakların ucunda kalan
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bırak teşekkürü! Çok iyi biliyorum ki, neden ilk günden sana sahip çıkmadık diye soru işaretleri var kafanda. Ancak, yargılamadan önce, kendini bizim yerimize koyman gerekiyor. Canının bir parçasını, en değerli varlıklarından birini beklenmedik bir anda yitiriverince; yitirilenin geride bıraktığı karanlık boşluğun içine düşüveriyor insan. Oradan kurtuluncaya kadar da hiçbir şeyi görmüyor gözü. Karanlıklar dağılmaya başlayınca, yitirdiğinin boş kalan yerini tümüyle dolduramasa da, çevresinde oraya oturabilecek birilerinin olduğunu fark ediyor. Bizim durumumuzda olduğu gibi. Kısacası, büyük yaraların sızısı, acılarla avuntuların dengelenmesiyle diniyor ancak..."
Zihnim alak bulak...
Beynime hükmeden, yüreğimin o gizemli sesine kulak verdim ve geldim. İşte herkes burada, gidip gelenler o kadar çok ki, bir tek sen yoksun. Yalnızım, etrafta kimseler yok, her yer bomboş, geldim ve gidiyorum. Silahım, mermilerim, buyruklar, sürüyüşler, eğitim ve bu küçük defterim... Defterim, düşlerimden, düşlerimizden yadigar kalan... Güneş doğuyor, güneş batıyor, günler günlere ekleniyor, her şey eskiyor. Bir tek senin düşlerin, senin anıların canlı kalıyor. Senden kalan her şey çok diri. Bak doğa diriliyor. Duy bak, kuşlar cıvıldaşıyor, hafif bir yel türkü söylüyor, su gürül gürül akı yor... Bahar gelmiş her yere. Her şey birlikte geçirdiğimiz günler gibi coşkulu... Hatırla bir, tol diyordun sen, bense tov diyordum. Tol diyordun sen, dol diyordum ben. Tol'un tov oldu, tov da doľa dönüştü. Tov'un izleri yeşerdi içimde. Tov boy verdi, dol oldu. Ama dol buyümedi Jiro, büyüyemedi işte. Onu vicdansız bir doktorun muayenehanesinde bıraktım. Doľu öldürdum. Bedenimden bir parçayı koparıp attım. Niçin biliyor musun, sana ulaşmak için! Geldim işte. neredesin?"
Sayfa 215 - İthaki
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Reklam
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
Sayfa 93 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Talon küçük mutfağa yöneldi. "Seni bilmem ama ben biraz gerginim. Normalde şafak söktükten birkaç saat sonra uyurum. Aç mısın?" Onun dolapları karıştırıp bir çift tava çıkarışını izledi. "Pek sayılmaz ama istersen sana bir şeyler pişirebilirim." Talon başını kaldırdı, gözlerinde bir şaşkınlık vardı. "Teşekkür ederim. Bu
Sayfa 161
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
BU ŞİİRİ KENDİM İÇİN SEÇTİM
PİŞMANLIK* Babamın mezarı kaybolmuş gibi Hangi ada, hangi parsel o diyar Bir karanlık kuyu; uzak, boş dibi Kaç yıl oldu bilmem, bilmem kim sayar Bir Kurban Bayramı bekleriz gelmez
Sayfa 141Kitabı okudu
Resim